Son Bölüm Sadece Başkana Cevap var
Son Bölüm Sadece Başkana Cevap var
Kızılcahamam Eski Belediye Başkanı Adem Özbekler'in yapmış olduğu açıklamalarının son bölümünü yayınlıyoruz. Bu bölümde mevcut belediye Başkanı Coşkun Ünal'a vermiş olduğu cevap ve sorular var. Kilitli taşdan, kaplıcaya, işçi paralarından düğün salonuna kadar birçok konu yer alıyor
Kızılcahamam Eski Belediye Başkanı Adem Özbekler'in yapmış olduğu açıklamalarının son bölümünü yayınlıyoruz. Bu bölümde mevcut belediye Başkanı Coşkun Ünal'a vermiş olduğu cevap ve sorular var. Kilitli taşdan, kaplıcaya, işçi paralarından düğün salonuna kadar birçok konu yer alıyor
Kızılcahamam Eski Belediye Başkanı Adem Özbekler'in yapmış olduğu açıklamalarının son bölümünü yayınlıyoruz. Bu bölümde mevcut belediye Başkanı Coşkun Ünal'a vermiş olduğu cevap ve sorular var. Kilitli taşdan, kaplıcaya, işçi paralarından düğün salonuna kadar birçok konu yer alıyor.
BAŞKANA CEVAP:
Belediye Başkanımız Sayın Çoşkun ÜNAL‘ın en son yapmış olduğu 4 yılın değerlendirmesi konuşmasında “Geçmişle ilgili bir şey söylemeyeceğim dedim ama bizi konuşturmak durumunda kalıyorlar.’ diye başlamış.
Demek sıkıntı da ki “Müfris tüccar eski defterleri karıştırırmış.” Atasözü anlamını buluyor. Ne oldu da eskiden bahsetme ihtiyacı duymuş? Bugüne kadar ben hiçbir beyanatta bulunmadım. “ Kıpti şecaat arzadeyken sirkatin söyler.” Atasözü de başkan da isabet olmuş. Yaptığı açıklamalara tek tek cevap vereceğim.
1) Kaplıcaya giren sayısı günde ortalama bizim zamanımızda 236 iken bugün 1000 kişi olmuştur demektedir.
Bizim zamanımızda tek hamam vardı. Yeni açılan Küçükhamam tam kapasite ile çalışmıyordu. Bu doğal bir sonuçtur. Şimdi bu durumda hamam gelirleri yıllık 365 x 7.5 x 1000 =2.737.500 lira olması gerekmektedir. Geçen yıl Büyükhamam hesabından Belediye ye yatan para 1.165.000 olduğu söylenmektedir. Küçük hamamdan ise yaklaşık 850.000 lira gelir elde edilmiştir. Toplam gelir 2.000.000 civarındadır. O zaman yine yaklaşık 700.000 lira hesabı nerdedir?
2) Düğün salonu ve terminal binasında tamamlanmamış sadece cephe kaplaması kalmıştı fakat yeni yönetim projede değişiklikler yaparak maliyeti artırdı. Müteahhide 2.5 milyon ödeme yaptığını belirtmektedir
Doğrusu müteahhide nakit para ödediğini duymadım. Zaten düğün salonları aynı kişiye kiralandığından ilk etapta aylık 10 bin olan kira şimdi 12 bin liradır. 10 yılda toplam 1.5 trilyon para ediyor. Geri kalan miktar arsa olarak ödendiğinden belediyenin kasasından kuruş çıkmadan terminal ve düğün salonu açılmış oldu. Belediye başkanı müteahhide para ödemediği gibi işçilerin paralarını ödeyemediği için kendisinden borç para bile almıştır.
3) “O dönem de alınan araçların tamamını ben bağış olarak aldım.” Şeklindeki beyanına gelince: Alınan bağışların ne karşılığı olduğu zamanla ortaya çıkacaktır.
Bizim zamanımızda alınan sadece 27metrelik itfaiye aracı bile aldığın bağışların tamamını geçmektedir. Dönemimizde alınan araçların listesini önceden yazdım.
4) “İçme suyunun parasını ben ödedim.” diyerek vatandaşı kandırmaktadır. İçme suyunu parası İller Bankası payından kesilen %40 ‘nın içinden ödenmektedir. Bizim zamanımızda da kesilen bu miktarlar sizden sonrada devam edecektir.
5)”Ben işçilerin banka promosyonuyla araba almadım.” doğrudur. O plakası İstanbul ve sivil olan 300 milyarlık arabaya biniyor. Önce bunun izahını yaparsa sevinirim.
Başkan olduğumda makam aracı olarak Renault Concard benzinli bir aracımız vardı. Araba Yaşar YILDIRIM zamanında ORME firması tarafından hediye edilmişti. Zaman içinde araç yıpranmış bakım yapılması gerekiyordu. Çıkartılan hesap aracın değerinden fazlaydı, ayrıca benzinli olduğundan çok masraflıydı. Yeni araca ihtiyaç vardı. Ziraat bankasıyla çalışıyorduk. Devlet Bankası olduğundan promosyon veremiyorlardı. Özel Bankaları araştırdık. Akbank Batıkent şubesi en yüksek teklifi verdi 2 yıllığına 40.000 liraya anlaştık. 58 bin liraya Hyundai marka aracı aldık. Daha sonra İş Bankasıyla 3 yıllık anlaşma karşılığı 60.000 lira üzerinde bir geliri belediyeye kazandırdık. O zamanlar promosyonu kullanma yetkisi idareye aitti. Sadece çalışan maaşları değil, jeotermal hesapları da anlaşma kapsamındaydı.
Başkanın “Promosyon paralarını işçiye ödedim.” demesi kanuni mecburiyettendir. Sonradan çıkan yasa gereği “Maaş promosyonları aldıkları maaşa göre orantılı olarak çalışanlara ödenir.” Hükmü gereği zorunludur. Bu konuda başkanın takdir kullanma yetkisi yoktur. Maaşların oranına göre bir ödeme yapılacak olsa belediyede en yüksek maaş alan biri olarak bundan yararlanabilirdim. Bende hakkımdan feragat ederek önemli bir meblağı belediyeye kazandırmış olduk. Yapılan işlem kamu hizmeti üzerinden olduğu için promosyon paraları belli bir kesime değil 17.000 hemşerimizin hesabına yatırılmış oldu.
6) Geçmiş dönem de belediye başkanı iftar yemeği vermiş, “Siz bunu hak etmiyorsunuz demişti.” İfadesini kullanmış. Önceden belirttiğim gibi bu işin organize olduğu ortaya çıkmakta başkan tarafından da dillendirilmektedir. Buradan medet umacak kadar acz içinde oldukları görülmektedir. “Ben dâhil kazandığımızı hak edelim.”demekle“Hak etmiyorsunuz.”demek aynı şeyler değildir.
7) “Göreve geldiğimizde 190 bin lira maaş ödedik şimdi 322 kişi çalışıyor ve 550 bin lira aylık maaş ödüyoruz. “Bir insan kendini bu kadar açığa verir mi, adama sormazlar mı?
- Kızılcahamam’ın nüfusu mu arttı?
-Mücavir alanı mı genişledi?
-Hizmet kalitesine ait ne oldu da bu kadar işçiye ne yaptırıyorsunuz?
Jeotermal şirketinde çalışanlar “Biz aynı ekiple aynı işi yapıyoruz, üzerimizden yüzlerce kişi geçiniyor.” Diyorlar. Üstelik bu kadar çalışan yetmiyormuş gibi temizliği de özel şirkete yaptırıyorsunuz. “Önceki dönem 23 işçi için 1800 lira ödenirken biz bu dönem 1350 liraya yaptık.”diye şartnameyi bilmeyen insanlarımızın kafasını karıştırmaya yönelik açıklama yapılmıştır. Madem o kadar yüksek fiyata ihale edildi niçin bu işleri yapan müteahhit olarak ihaleye girmediniz. Her şey ortada ve apaçıktır. Karanlık olan hiçbir şey yoktur.
“Şimdiye kadar Kızılcahamam da 400 bin metrekare taş işi yaptırdık.11 kez soruşturma geçirdik. Metrekaresi 20 liraya döşettik ama bizi eleştirenler 2009 yılında taşı 28 liraya döşetmiş.”
Hayret verici ifadeler kullanılmış.
1)400 bin metrekare kâğıt üzerinde mi yoksa yerinde mi ölçülmüş? Tekrar değerlendirilmesinde fayda var.
2)Sadece taştan 11 soruşturma geçirildiğine göre demek ki büyük sıkıntı var.
3)Taşı 20 liraya yaptırdığını söyleyerek ödenmesi gereken miktarın 400.000 x 20 =8.000.000 olduğu anlaşılmaktadır. Şu anda taşın fiyatı Susuz’daki BETONEL Firmasında (Tel: 366 71 60 ) 9 liradır. Büyük alımlarda fiyatın daha da düşeceği kesindir. İşçiliği de kattığımızda metrekaresi 12 liraya geliyor. Hesap ortadır 12x400.000=4.800.000
8.000.000-4.800.000=3 milyon 200 bin lira kamu zararı ortaya çıkmıştır. Soruşturmalardan nasıl alın akıyla çıkıldığı merak konusudur.
Bu soruyu hiçbir şekilde parti, akraba, eş dost kaygısı gütmeden, herkesin sorması vatandaşlık gereği olduğu gibi insanı ve vicdanı bir görevdir.
Gelelim bizim zamanımızda yaptırılan kilitli taş fiyatına.2009 yılında Akçay Mahallesi Beşkonaklar üstünde elektrik hattının yer altına alınması sırasında yol tıraşlanması çalışması yapılmış, acil olarak vatandaşların mağduriyetini gidermek için alt yapısı da tamamlandığından kilitli taş ihalesine çıkılmıştır. Yapılan ihale sonucunda işçilik dâhil metrekare fiyatı 8 liradır.(Müteahhit Celal ÇAKIR)bunun dışında 2009 yılında herhangi bir iş yapıldığını hatırlamıyorum.
10)Açıklamalarında tek doğru olan hastane asansörüdür, olay şöyle gelişmiştir. Bir yıl öncesinde asansör yapılması için Hastane Yönetimiyle görüştük. Düşüncemizi ilettik, onlarda çok iyi olacağını söylediler. Ancak şart olarak teknik projenin Sağlık Bakanlığı elemanlarınca hazırlanması işletme esnasında elektrik giderleri ve gerektiğinde asansörde personel bulunması konusunda anlaştık. Proje hazırlanması, ihaleye çıkılması derken 2009 yılı başlarında asansör inşaatına başladık. İnşaat devam ederken seçimler geldi. Asansör daha sonra işleve girdi. Zaten parasal konuda da hiçbir sıkıntımız yoktu. Çok dua aldığımıza inandığımız asansör inşallah kazasız belasız hizmet vermeye devam eder.”Başkan gelirimizi yaptığımız hizmetler ve arsa satışlarıyla arttırdık.” Demektir.
Yaptığı hizmetlerden direkt olarak belediye kasasına giren yüzme havuzu geliri olması gerekirken oranında zarar ettiği söylenmektedir. Bunun dışında belediye hizmetlerinden kastedilen gelir yapılan zamlar olsa gerek. İçme suyuna %100 jeotermale %100 hamamlara %130 bayrak satışları, kesilen cezaların dışında hangi hizmetten ne gelir sağlanmıştır açıklanırsa vatandaşımızda bilgi sahibi olur. Şimdiye kadar hazır arsayı satıp belediyeye gelir sağlamakla övünüldüğünü ne gördüm ne duydum. Zaten arsa satışlarıyla ilgili bazı sorular akla gelmektedir. Neden benim dönemimde satılamayan arsalar birden bire alıcı bulunmuştur? Belediyeden alacaklı olanların para yerine arsayı tercih etmelerindeki sebep nedir? Bunlar cevap verilmesi gereken sorular olarak ortadadır.
SEÇİM SONUÇLARI:
Vatandaşlarımızın aklına şu soru gelebilir.”Madem bu kadar hizmet yaptınız, belediyeyi düzlüğe çıkardınız, herkese hakkını teslim ettiniz, adil oldunuz, kimseye ayrıcalık yapmadınız, kamu malını korudunuz neden seçimi kaybettiniz?”
Savaşı kaybeden komutana sormuşlar “Nasıl oldu da yenildiniz?”komutan “Bunun dokuz sebebi var.” Say demişler.”Birincisi barut bitti.”deyince “Gerisini saymaya gerek yok, barut bittiyse yapacak bir şey yok.” Buradan hareketle seçimi kaybetmemizin birçok sebebi var. Bazılarını sayın hemşerilerimle paylaşmak istiyorum.
1)Adaylığımın geç açıklanması:
Adaylığımız ilk etapta açıklanmadığı için başta zamanın ilçe başkanı olmak üzere 9 kişi aday olmak için yoğun bir çalışmaya girdiler. Hatta bazıları seçim büroları bile açtılar. Bazıları boy boy afişlerle seçime hazırlanmaya başladılar. Adaylığımız açıklandığında doğal olarak bu arkadaşlarımız hayal kırıklığına uğradı. Bu refleksle bazı aday adayları açıktan veya gizli olarak bizim seçilmememiz için azami gayret gösterdi. Kendileriyle beraber adayların yakınları, sevenleri, dostları veya onlardan beklentisi olan yandaşları topyekün aleyhimize çalıştı. Bu konuyu bazı kişileri töhmet altında bırakmak için değil, işin doğal sonucu olarak aktarıyorum. Seçim neticeleri incelendiğinde MHP ile aramızda 880 oy farkı bulunmaktadır. MHP ye giden 450 oy bize gelmiş olsa sonuç değişecekti. Bizim dışımızdaki 9 aday adayının her birinin muhakkak en az 100 taraftarı vardır. Bu da 900 rey yapar ki “Barut bitti.” Meselesi budur.
2)AK Parti dışındaki Saadet Partisi hariç bütün siyasi partiler o günkü konjektör gereği MHP adayında birleşmişlerdir. Bu nedenle %43 oy alıp da seçimi kaybeden tek aday ben olsam gerek.
3)Belediye Meclis Üyelerinin seçimi de sıkıntılı olmuştur. Meclis üyesi olmak için partimize 40 a yakın hemşerimiz müracaatta bulunmuş, bunlardan sadece 6 kişi seçilebilecek listeye girdiğinde diğerleri küsmüş onlarda aynı şekilde küskünlüğün verdiği psikolojiyle “Haydi kazansınlar da görelim.” Anlayışıyla hareket etmişlerdir.
4)Seçim öncesi bir kooperatif üyeleri bana geldiler. İnşaat yapacakları arsanın 4 kata imarlı olduğunu bunu 5 kata çıkarmamı istediler. Bende ”Kendilerine arsayı aldığınızda 4 kata imarlı olduğunu biliyordunuz 5 kata çıkarıldığında arsanın esas sahibine haksızlık olur.” Diye tekliflerini reddettim. Onlarda benim kazanmamam için var güçleriyle çalıştılar ve başarılı oldular. Sonradan anlaşılıyor ki şimdiki başkandan sözünü almışlar. Fakat arsaları Orman Bakanlığıyla mahkemelik olduğundan ve mahkemeyi Orman Bakanlığının kazanması üzerine kullanılması mümkün olmayan arsa belediye arsasıyla takas edilmiştir.
5)Patalyada çalışanlara el altından AK Partinin kazanması durumunda otelin kapatılacağı imajı oluşturularak, işçilerin ekmek parası üzerinden siyaset yapılmıştır.
6)Cemaatlerden birinin hocası tarafından seçime 1 hafta kala görüşme talebi oldu. Bende kabul ettim. Çok sevdiğim hoca bana “Başkanım biz seni seviyoruz, bize çok yardımın oldu, tekrar seçilmenizi arzu ediyoruz. Fakat Türkiye genelinde bizim cemaat AK Partiye oy vermiyor. Biz sizin için Ankara da büyüklerimizle görüştük. Madem size çok yardımcı oldu, sizde istiyorsunuz şu şartları kabul ederse destekleyin dediler. Bunun için sizinle görüşmek istediler.”Ben şartlarını sorduğumda
a)Jeotermale olan borçlarının silinmesi, bundan sora hiç para alınmaması.
b)Aynı şekilde şebeke suyu borçlarının silinmesi, bundan sonra su parası istenmemesini ifade etiler. Bunun üzerisine ben kendisine “Hocam ben Allah rızası için size her zaman yardım ederim. Su parasını gerekirse cebimden gerekirse bir hayırseverden temin ederim. Bırakın bana belediye başkanlığını yarın bu şartları yerine getirirsem CUMHUR BAŞKANI olacaksın deseler yine kabul etmem.17 bin insanın hakkını kim olursa olsun kişi, grup, cemaat kimseye yedirmem. Onun için kusura bakmayın bu teklifinizi kabul edemeyeceğim.” Diyerek görüşmeyi sonlandırdık. Ne yazık ki yaptıkları hizmeti takdir eden ve her zaman yardım etmekten mutlu olacağım kardeşlerime Allah (CC) yardımcı olsun. Onları tahkir etmek, toplum önünde rencide etmek adına değil, sadece gerçeklerin bilinmesi amacıyla bu konuyu aktardım. Kendilerine söz verenlerin sözlerinde durmadıkları da herkesçe malumdur.
8)2 taksi durağı seçim öncesi yerlerini değiştirmek istediler. Müsaade etmediğim için var güçlerini aleyhimize çalıştırdılar.
9)Akçay Mahallesinde bir parselin arsa sahipleri ve müteahhidi kendilerine istedikleri kat sayısını vermediğim için enerjilerini bizim kazanmamamız için harcadılar.
SONUÇ OLARAK:
“İnsanlığın en hayırlısı insanlığa faydalı olandır.” İnancıyla çıktığımız yolculukta elimizden geldiğince, aklımız erdiğince, hiç kimseni güdümüne girmeden kul hakkını kutsal sayarak her şeyden önemlisi hak hukuk gözeterek sizlere hizmet etmeye çalıştım. Bana oy veren %43 lük kesime hiçbir şahsi menfaat gözetmeden sadece Allah rızasıyla destekledikleri için ayrıca teşekkür etmek isterim.Oy vermeyen kardeşlerime hiçbir kırgınlığım ve küslüğüm olamaz.Onların düşünce ve takdirlerine saygı duyuyorum.İnsanların siyasetin çirkin yüzüyle değil, doğru, dürüst ve temiz yüzüyle tanışmaları için gayret gösterdim.İcraatlarımda hiçbir kardeşimi parti, görüş, düşünce, ırk, cinsiyet ve bölgecilik kaygısıyla ayırt etmedim.Cep telefonumu 24 saat açık tutarak herkesin hatta çocukların bile şikayetlerini, isteklerini değerlendirdim.Seçim çalışmaları esnasında gençlerimizin birbirlerine karşı düşmanca duygular beslemelerine zemin hazırlayacak ortamın oluşmaması için hiçbir gencin benim için arkadaşlarıyla kötü olmasını istemedim.Sakin, sessiz, kavgasız bir seçim dönemi geçirilmesine katkı sağladım.
İstihdam konusuna gelince temizlik şirketinde çalışmak isteyenlere iş imkânı sağladık. Bunun yanında kaplıcaların bayan bölümlerine çalışacak işçileri dörder aylık süre olmak kaydıyla kura çekerek işe başlattık. Yaklaşık 200 bayan kardeşimiz dönemler halinde belediyede çalışmış oldular. Bu dönemde belediyeden sebeplenmelerinin yanı sıra sigortalarda başlamış oldu.
İlçe merkez ve köylerinde çıkan yangınların hemen hemen hepsinde bulundum. Davet edildiğim tüm düğünlerde, hemşerilerimizin cenazelerinde hep yanlarında oldum.
Belediye bütçesinden Weilburg gezisi hariç hiçbir yurtiçi ve yurtdışı toplantı ve gezilere gitmedim.
İlçe belediyeler içerisinde belki de sekreter olmayan tek belediye başkanı olduğumu sanıyorum. Kapıda sadece 1 kişi duruyordu. Zaten randevulu çalışmadığımız için vatandaş rahatlıkla bizimle görüşme imkânına sahipti. Evle iş arası makam aracı kullanmadığımdan vatandaş yolda derdini anlatma imkânı buluyordu.
Hiçbir yakınımı, dostumu, partilimi belediye imkânlarıyla veya ilçemizde bulunan tesislerde makamımı kullanarak ağırlamadım. Partimizin Ankara’da veya başka yerlerde yaptığı toplantılara hiçbir zaman belediye araçları gönderilmemiş veya bir zengine, mütahite bu konuda talepte bulunulmamıştır. Şahsi imkânlarımla bu masrafları karşılamaya çalıştım. Hatta partimizin etkinlikler için belediye hoparlörüne yaptırdığı anonslarla belediye düğün salonunda yapılan toplantıların salon kiralarını ödedim.
Siz değerli hemşerilerimin menfaatlerini daha iyi koruyabilmek için ilçemizde bulunan turistik tesislerin toplantılar dışında yeme, içme, havuz, hamam gibi birimlerinde kendimi ve yakınlarımı ağırlatmadım. Bu yüzden bu kuruluşların hemşerilerimizi sıkıntıya sokacak taleplerine boyun eğmedim.
5 yıllık icraatımla ilgili olarak, bırakın soruşturmayı herhangi bir soruyla bile muhatap olmadan, vatandaşlarıyla barışık, halkıyla bütünleşmiş bir belediye bırakırken bize verilen emaneti hakkıyla teslim ettik.
Bizden önceki belediye seçimlerinde Belediye Başkan Adaylarının seçim beyannamelerinde yapmayı taahhüt ettikleri (ütopik olanlar dışında) işlerin hemen hemen tamamını gerçekleştirme imkanı buldum. Hiç kimseye muhtaç olmadan kendi yağımızla kavrulmasını bildik. Parasal hiçbir sıkıntımız olmadı.5 yılda verdiğimiz hizmetler karşılığı bazı küçük ayarlamalar dışında zam yapmadan vatandaşlarımızı zora sokmadan dönemimizi tamamladık.
Dönemimizde belediyenin geçmişten kalan ne kadar mahkemelik sorunu varsa, alacaklı varsa, kamu borçları hariç hepsini temizledik. Finansal sorunu olmayan, ödemelerini peşin ve zamanında yapan, tüm sorunlarını çözmüş, sadece alt yapı çalışmaları nedeniyle yolların asfaltını atmadık. Bunun yanında ana caddelerdeki tüm kaldırımlar genişletilmiş andezit taşıyla ve kilitli taşla döşenmiştir.
Bu icraatı gerçekleştirmemize vesile olan başta Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere Genel Başkan Yardımcılarımıza ve Bakanlarımıza, İl Başkanı ve İl Yönetim Kurulu Üyelerine, zamanın İlçe Başkanı Yönetim Kurulu ve partimiz üyelerine, değerli Mülki Amirlerimize İktidar ve Muhalefet Belediye Meclis Üyelerine, Belediye ve Jeotermal Müdür ve çalışanlarına, tüm kamu mensuplarına ve siz muhterem hemşerilerime, bizimle birlikte bu memlekete hizmet etmiş herkese en değerli şükranlarımı sunar, sevgi, saygı ve muhabbetle selamlarım.
Allah (CC) a emanet olun.
Adem ÖZBEKLER
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.