“Kur’an Ayetleri Hükümsüzdür, bir kısmını Peygamber uydurdu!” diyen mel’un, alçak ve şerefsiz İnkari Sapıkları ve ‘’Kur’an Bize yeter! Hadislere gerek yok’’ diyen mel’un alçak ve şerefsiz fikri çürük Batıni, Harici ve İrani sapıkları destekleyenlerin ve hâlâ görevde tutanların ve bunlara hukuki dava açmayan ve açtırtmayan yetkililerin ve seyirci olan Bizlerin Dünya ve Ahirette vay hallerine! Ve vay halimize!
Başımızın belalardan, musibetlerden ve afetlerden kurtulamayışının en büyük sebeplerden ilki Ku’ran-ı Kerim’e ve Sahih Hadis-i Şerif’lere artarak devam eden iç-dış saldırılar karşısındaki duyarsızlığımız ve vurdumduymazlığımızdır!
‘’(Hz.) Peygamber (A.S. gerçek ve samimi) mü’minlere kendi nefislerinden daha evladır (değerli ve önceliklidir) ve onun zevceleri de onların (bütün Müslümanların) anneleridir.‘’ (Ahzab Suresi 6) Ayet-i Kerimesi’ni ne zaman laftan eyleme geçireceğiz! Kendi nefsimize yapılan saldırılar karşısındaki duyarlılığımız ve tepkimizde olduğu gibi kutsalımıza yapılan saldırılara ne zaman tepki göstereceğiz? Ne zaman?
Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’e salyalarıyla açıkça ve alçakça saldıran sözde ‘’modernist’’ geçinen ‘’Bel’amlar’ı‘’ ve güya Kur’an taraftarı gözükerek Peygamberimize saldıran alçak Bel’amlar’ı; iktidarımız, Diyanet, YÖK ve ilahiyatların yetkilileri bu sözde hoca kılıklı misyonerlerin uşaklarına ne zaman hesap soracak? Ne zaman?
Sorumlu yöneticilerimiz, Allah’a (cc) ve Resulüne saldıran, hakaret ve iftira eden bu satılmış sefihleri ne zaman meslekten ihraç edip yargılatacaklar? Ne zaman?
Ehl-i Sünnet’e sımsıkı sarılmış olan gerçek mü’min, muhlis alimler; çeşitli bahanelerle şer ve nifak medyası linci yoluyla bir bir tasfiye ediliyor! Bu susturulan Ku’ran ve sünnet aşığı ve taraftarı değerli ve ilmiyle amil, alim hocalarımıza ne zaman sahip çıkacağız ve hizmet yollarındaki engellerini ne zaman kaldıracağız? Ne zaman?
Taşlar bağlanınca, köpekler meydanı boş bulmuş ve okullarımızdaki, fakültelerimizdeki talebelerimizi eğitim müfredatından, sosyal medya hesaplarından ve medya yoluyla zehirlemeye halen devam ediyorlar!
Her hafta Cuma namazımızda müezzinlerimizin okuduğu ve hutbede dinlediğimiz;
‘’Hiç kuşkusuz Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler. (Allah Peygamber’ine karşı çok merhametlidir; O’na dâimâ sevgiyle yönelir, O’nu över, işlerini bereketli kılar, ismini yüceltir ve O’nun üzerine rahmetini indirir. Melekler de Peygamber’i çok severler; O’nun en yüce makâmlara ulaşması, İslâm’ın ve Müslümanların üstün gelmesi için Allah’a duâ ederler. O’nun şerefini gözetmeğe, şanını yüceltmeğe özen gösterirler.) O hâlde, ey inananlar, sizin kurtuluşunuz için her şeyini fedâ eden bu Peygamberin izinden yürüyün, tüm gücünüzle dâvâsını destekleyin, O’na saygı duyun, O’nu yüceltin; böylece siz de ona salât edin ve O’na tüm kalbinizle esenlikler dileyerek içtenlikle selâm edin!’’ (Ahzab Suresi 56 ) (Allahumme salli ve sellim alâ nebiyyinâ Muhammed!) ilahi emrini ne zaman uygulayacağız? Ne zaman?
Kur’an-ı Kerim tahripçilerine ve Kur’an-ı Kerim’in yaşayan müfessiri, muallimi, Önderimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizi adeta emekli ederek devre dışı bırakmaya çalışan bu İslam’a isyanoğullarına Allah’ımızın cevabı olan;
‘’Çirkin iftiralarla İslâm’a saldırarak Allah’ı gazâba getiren ve O’nun Elçisini inciten münâfıklara ve kâfirlere gelince, Allah onları dünyada da âhirette de lânete uğratmış ve onlar için, alçaltıcı bir azap hazırlamıştır!’’ (Ahzab Suresi 57) ilahi ihtar ve ikazından korunmak için imanımızın ve Müslümanlığımızın gereğini ne zaman yerine getireceğiz? Ne zaman?
Önderimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizi adeta ‘’emekli edip’’ kendileri O’nun yerine geçerek Kur’an-ın izahına soyunan bu ‘’Kitablar yüklü Eşşekler’’ (Cuma S.5) takımı şarlatanlara ve din tahribatçılarına Allah’ımızın vermiş olduğu ültimatomu bir kez daha hatırlatarak onları tevbeye davet kardeşlik vazifemizdir: “Çünkü Allah, hak ile bâtılın mücâdelesinde insanlığın kader kitabına şu değişmez kanunu yazmıştır: ‘Ben mutlaka üstün geleceğim; Elçilerim de!’ Hiç kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak otorite sahibidir.’’ (Mücadele Suresi 21)
‘’Ey Peygamber!... Allah, seni insanlardan gelecek tehlikelere karşı koruyacaktır. Unutma ki, sen kendi üzerine düşeni yaptığın takdirde, Allah kâfirleri asla başarıya ulaştırmayacak, onları doğru yola iletmeyecektir.’’ (Maide Suresi 67)
Devletin her kademesine ve en yetkili ve etkili makamlara kadar bir ur gibi sızmış bu Batıni ve Harici zihniyetle yeterince mücadele edemediğimiz için Allah bizi affetsin!
Allah’a yemin olsun ki bundan sonra hayatta olduğumuz sürece bu zalimlerle ve sapkın iftira ve yalan dolu iddialarıyla mücadeleye kalemimizle, dilimizle, her platformda devam edeceğiz. ‘’Hatta Ye’tiyekel Yaqiyn’’ Ölüm gelene dek! Canımız pahasına!
Haftaya önce Kur’an tahrifatçılarına karşı kaleme alacağımız yazımızda inşallah buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz!
Hak, adalet, ehliyet, merhamet, ilim, iman, irfan, İhsan, İhlas, edeb, terbiye ile eğitilecek nin ve vatan sever nesillerimizin kuracağı “Tam Bağımsız Süper Güç Türkiye” eliyle “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız kutlu olsun.
Selam, sevgi ve duayla...