Ali Karahasanoğlu
Köşe Yazarı
Ali Karahasanoğlu
 

Kamalak ister eşini, ister İP’e giden avukat oğlunu çağırsın!

Saadet Partisi’nde genel başkanlık yaptı.. Genel başkan iken ve FETÖ fetölüğünü gösterdiği halde.. Yani 17-25 Aralık darbe girişimi yaşanmış iken.. 2014’lerde, 2015’lerde gitti, FETÖ’nün Samanyoluhaber’inde, Tayyip Erdoğan düşmanlığı yaptı.. 2013’te, 35 yıllık eşini duruşmaya almayan hakime bir çift laf edemedi.. Eşi Av. Zübeyde Kamalak’ı duruşmaya aldırmak da, Mustafa Kamalak’ın şimdi hakaret üstüne hakaret yağdırdığı Tayyip Erdoğan’a düştü.. Ne acı bir tablo.. Ama Mustafa beye bu tablo, acı gelmiyor olmalı.. O gayet rahat, gayet şen, ahkam kesiyor: “Bence AK Parti ile kesinlikle ittifak olmamalı. Çünkü AK Parti politikası hep gerilim üzerinedir, ülkeyi kutuplaştırıyorlar!” Ben de merak ediyorum, hafızamı yokluyorum.. AK Parti’nin politikası, hep gerilim üzerine olduğuna göre.. Şöyle yakın tarihteki AK Parti icraatı olarak söyleyebileceğimiz gelişmeleri bir sıralayalım.. Bakalım, gerilim politikasında neler varmış? 2012’de, İmam Hatiplerin orta kısımları açıldı.. CHP karşı çıktı.. Kamalak’a göre, gerilim politikası yürütmek, AK Parti’nin boynunda kaldı.. Mustafa Kamalak’ın eşi de dahil, Türkiye’de yüzbinlerce, milyonlarca bayan, başörtü sebebi ile üniversiteye gidemiyor, mesleklerini icra edemiyordu.. AK Parti, başörtü yasağını kaldırdı.. Kamalak faturayı, AK Parti’ye kesti: “Gerilim politikası yürütüyorsun!” Türkiye’de 15 yaşından küçüklerin (ortaokulu bitirmedikleri için) Kur’an kurslarına gitmeleri yasak idi.. AK Parti, İmam Hatiplerin orta kısmını açarken, bu yasağı da kaldırdı.. Mustafa Kamalak damgayı vurdu: “Gerilim politikasını yürüten, AK Parti’dir” Devletin kılcal damarlarına tadar giren FETÖ’ye karşı, AK Parti amansız bir mücadele başlattı. FETÖ’yü tasfiye etmek için, ölümüne kavgaya tutuştu.. Profesör Kamalak, “Bu gerilimin sorumlusu, AK Parti’dir” dedi, sorumluyu gösterdi.. AK Parti, Ayasofya’yı açtı.. “Diyanet İşleri Başkanı hutbede niçin Atatürk’ü anmadı” diyen CHP kavga çıkarttı.. Gerilimin müsebbibi, AK Parti oldu.. Verdiğimiz örnekleri masaya yatıralım.. Başörtü yasağı mı, gerilim çıkartmaktır.. Yoksa başörtü yasağını kaldırmak mı? CHP başörtü yasağı getirmiş. AK Parti de yasağı kaldırmış. Ama başörtü yasağını getiren değil, yasağı kaldıran gerilim çıkartmakla suçlanıyor.. Bu ülkede çocuklarımızın dindar yetişmesini istiyorsak, onların gidebileceği İmam Hatip okullarının olması mı, gerilim çıkartmaktır? Yoksa o okulların kapatılması; “15 yaşından önce, din öğrenemezsiniz. Kur’an öğrenemezsiniz. Çocuk gelsin 16 yaşına. Ondan sonra kendisi karar versin, din öğrenip öğrenmeyeceğine” demek mi gerilim çıkartmaktır? Başkasının çocuğunun dini bilgiyi alıp almayacağına karar veren CHP’liler gerilim çıkartmıyormuş, isteyenin çocuğunu İmam Hatip’e gönderebileceği zemini hazırlamak, gerilim çıkartma oluyormuş.. Anne-babaların içinden, çocuklarını 7 yaşında, 10 yaşında-12 yaşında, klasik okullara giderler iken, onunla eşzamanlı olarak Kur’an kursuna da gitmesini isteyenlere bu imkanı hazırlamak mı gerilim çıkartmaktır? Yoksa.. “Ben Kur’an kursu falan bilmem. Önce bütün çocuklar bizim tornamızdan geçecek.. Biz onları laikçi kafa ile 15 yaşına kadar kafalarını yontacağız. Ondan sonra artık onlarda hür irade kaldı ise, 16 yaşından sonra, gitsin Kur’an öğrenmek istiyorsa öğrensin” demek mi gerilim çıkartmak demektir? Fatih’in İstanbul’un fethi ile birlikte, camiye çevirdiği Ayasofya’yı, müzeye çevirmek mi, gerilim çıkartmak demektir? Yoksa.. Ayasofya’yı, Fatih’in amaçladığı şekilde ibadete açmak mı, gerilim çıkartmaktır? Haydi söyle, Mustafa bey.. Eşini, avukatlık cübbesi ile duruşmaya bile aldıramayan.. Şimdi de, eşini duruşmaya almayan hakimle birlik olup, AK Parti’ye çemkiren Kamalak.. Söyle, gerginlik politikası yürüten kim? AK Parti mi? CHP mi? Eşin Zübeyde Kamalak’ı duruşmaya almayan kim? CHP’li bir hakim mi? Yoksa AK Parti’li bir hakim mi? Boşverin, “Hakimin partilisi olur mu” muhabbetini.. Bal gibi olur.. O partili hakimleri de, en iyi, Anayasa Hukukçusu Mustafa Kamalak bilir.. Ailecek hukukçu olan, Kamalakgiller bilir.. Bu vesile ile.. Ben soruyorum ama.. Mustafa Kamalak’tan bir cevap geleceğini sanmıyorum.. Gelirse bu köşede kullanırım.. Ben gelmeme ihtimaline binaen.. Kamalak’ın, AK Parti’ye saldırdığı FETÖ’cü televizyon kanalında anlattığı fıkrayı aktarayım.. Kamalak, 17-25 Aralık’tan bir ay sonra, Samanyoluhaber’de konuşuyor: “Hani bir fıkra anlatırlar, fail suç üstü yakalanmış, hırsız olarak parayı çalarken. Hırsızlık maddeleri elinde. ‘Soruyorlar konuşacak mısın?’ diye. ‘Konuşmuyorum’ diyor. ‘Niye?’ diye soruyorlar. Avukatımı bekliyorum, avukatım konuşsun’ diyor. ‘İyi ama suçüstü yakalandın, avukatın ne konuşacak’ diye sorulunca; ‘Vallahi ben de onu merak ediyorum’ diyor.” Üzerinden 7 yıl geçtikten sonra.. Haydi buyursun Kamalak, “hırsız” imaları yaparak hakaret ettiği AK Parti mi, yoksa FETÖ’cüler mi gerçek hırsız, anlatsın bize..  FETÖ’cü hırsızların talimatı ile anlattığı o fıkrayı, bugün nasıl savunacak, izah etsin bize.. Daha önemlisi.. Dün sarfettiği, “Bence AK Parti ile kesinlikle ittifak olmamalı. Çünkü AK Parti politikası hep gerilim üzerinedir, ülkeyi kutuplaştırıyorlar!” sözlerini, verdiğim somut örnekler üzerinden anlatsın.. Kimin “gerilimden yana”, kimin “gerilimi ortadan kaldırmadan yana” olduğunu buyursun izah etsin.. İster, avukat eşini çağırsın, ona yaptırsın savunmasını.. İsterse, İyi Parti’ye transfer olan avukat oğlu gelsin, o savunsun babasını.. Ama lütfen.. Eşinin başındaki örtüye dil uzatan CHP’liler için “Onların vebali az” deyip, eşine başörtülü avukatlık yapma imkanını veren AK Parti’ye, “Onun vebali büyük” demesin! Bu dünyanın, bir de ahireti var.. “Söyledim oldu” dersiniz.. Bu dünyada dersiniz.. Ahirette ne diyeceksiniz?
Ekleme Tarihi: 12 Ocak 2021 - Salı

Kamalak ister eşini, ister İP’e giden avukat oğlunu çağırsın!

Saadet Partisi’nde genel başkanlık yaptı..

Genel başkan iken ve FETÖ fetölüğünü gösterdiği halde..

Yani 17-25 Aralık darbe girişimi yaşanmış iken..

2014’lerde, 2015’lerde gitti, FETÖ’nün Samanyoluhaber’inde, Tayyip Erdoğan düşmanlığı yaptı..

2013’te, 35 yıllık eşini duruşmaya almayan hakime bir çift laf edemedi..

Eşi Av. Zübeyde Kamalak’ı duruşmaya aldırmak da, Mustafa Kamalak’ın şimdi hakaret üstüne hakaret yağdırdığı Tayyip Erdoğan’a düştü..

Ne acı bir tablo..

Ama Mustafa beye bu tablo, acı gelmiyor olmalı..

O gayet rahat, gayet şen, ahkam kesiyor:

“Bence AK Parti ile kesinlikle ittifak olmamalı. Çünkü AK Parti politikası hep gerilim üzerinedir, ülkeyi kutuplaştırıyorlar!”

Ben de merak ediyorum, hafızamı yokluyorum..

AK Parti’nin politikası, hep gerilim üzerine olduğuna göre..

Şöyle yakın tarihteki AK Parti icraatı olarak söyleyebileceğimiz gelişmeleri bir sıralayalım..

Bakalım, gerilim politikasında neler varmış?

2012’de, İmam Hatiplerin orta kısımları açıldı..

CHP karşı çıktı..

Kamalak’a göre, gerilim politikası yürütmek, AK Parti’nin boynunda kaldı..

Mustafa Kamalak’ın eşi de dahil, Türkiye’de yüzbinlerce, milyonlarca bayan, başörtü sebebi ile üniversiteye gidemiyor, mesleklerini icra edemiyordu..

AK Parti, başörtü yasağını kaldırdı..

Kamalak faturayı, AK Parti’ye kesti: “Gerilim politikası yürütüyorsun!”

Türkiye’de 15 yaşından küçüklerin (ortaokulu bitirmedikleri için) Kur’an kurslarına gitmeleri yasak idi..

AK Parti, İmam Hatiplerin orta kısmını açarken, bu yasağı da kaldırdı..

Mustafa Kamalak damgayı vurdu: “Gerilim politikasını yürüten, AK Parti’dir”

Devletin kılcal damarlarına tadar giren FETÖ’ye karşı, AK Parti amansız bir mücadele başlattı. FETÖ’yü tasfiye etmek için, ölümüne kavgaya tutuştu..

Profesör Kamalak, “Bu gerilimin sorumlusu, AK Parti’dir” dedi, sorumluyu gösterdi..

AK Parti, Ayasofya’yı açtı..

“Diyanet İşleri Başkanı hutbede niçin Atatürk’ü anmadı” diyen CHP kavga çıkarttı..

Gerilimin müsebbibi, AK Parti oldu..

Verdiğimiz örnekleri masaya yatıralım..

Başörtü yasağı mı, gerilim çıkartmaktır.. Yoksa başörtü yasağını kaldırmak mı?

CHP başörtü yasağı getirmiş.

AK Parti de yasağı kaldırmış.

Ama başörtü yasağını getiren değil, yasağı kaldıran gerilim çıkartmakla suçlanıyor..

Bu ülkede çocuklarımızın dindar yetişmesini istiyorsak, onların gidebileceği İmam Hatip okullarının olması mı, gerilim çıkartmaktır?

Yoksa o okulların kapatılması; “15 yaşından önce, din öğrenemezsiniz. Kur’an öğrenemezsiniz. Çocuk gelsin 16 yaşına. Ondan sonra kendisi karar versin, din öğrenip öğrenmeyeceğine” demek mi gerilim çıkartmaktır?

Başkasının çocuğunun dini bilgiyi alıp almayacağına karar veren CHP’liler gerilim çıkartmıyormuş, isteyenin çocuğunu İmam Hatip’e gönderebileceği zemini hazırlamak, gerilim çıkartma oluyormuş..

Anne-babaların içinden, çocuklarını 7 yaşında, 10 yaşında-12 yaşında, klasik okullara giderler iken, onunla eşzamanlı olarak Kur’an kursuna da gitmesini isteyenlere bu imkanı hazırlamak mı gerilim çıkartmaktır?

Yoksa..

“Ben Kur’an kursu falan bilmem. Önce bütün çocuklar bizim tornamızdan geçecek.. Biz onları laikçi kafa ile 15 yaşına kadar kafalarını yontacağız. Ondan sonra artık onlarda hür irade kaldı ise, 16 yaşından sonra, gitsin Kur’an öğrenmek istiyorsa öğrensin” demek mi gerilim çıkartmak demektir?

Fatih’in İstanbul’un fethi ile birlikte, camiye çevirdiği Ayasofya’yı, müzeye çevirmek mi, gerilim çıkartmak demektir?

Yoksa..

Ayasofya’yı, Fatih’in amaçladığı şekilde ibadete açmak mı, gerilim çıkartmaktır?

Haydi söyle, Mustafa bey..

Eşini, avukatlık cübbesi ile duruşmaya bile aldıramayan..

Şimdi de, eşini duruşmaya almayan hakimle birlik olup, AK Parti’ye çemkiren Kamalak..

Söyle, gerginlik politikası yürüten kim?

AK Parti mi?

CHP mi?

Eşin Zübeyde Kamalak’ı duruşmaya almayan kim?

CHP’li bir hakim mi?

Yoksa AK Parti’li bir hakim mi?

Boşverin, “Hakimin partilisi olur mu” muhabbetini..

Bal gibi olur..

O partili hakimleri de, en iyi, Anayasa Hukukçusu Mustafa Kamalak bilir..

Ailecek hukukçu olan, Kamalakgiller bilir..

Bu vesile ile..

Ben soruyorum ama..

Mustafa Kamalak’tan bir cevap geleceğini sanmıyorum..

Gelirse bu köşede kullanırım..

Ben gelmeme ihtimaline binaen..

Kamalak’ın, AK Parti’ye saldırdığı FETÖ’cü televizyon kanalında anlattığı fıkrayı aktarayım..

Kamalak, 17-25 Aralık’tan bir ay sonra, Samanyoluhaber’de konuşuyor:

“Hani bir fıkra anlatırlar, fail suç üstü yakalanmış, hırsız olarak parayı çalarken. Hırsızlık maddeleri elinde. ‘Soruyorlar konuşacak mısın?’ diye. ‘Konuşmuyorum’ diyor. ‘Niye?’ diye soruyorlar. Avukatımı bekliyorum, avukatım konuşsun’ diyor. ‘İyi ama suçüstü yakalandın, avukatın ne konuşacak’ diye sorulunca; ‘Vallahi ben de onu merak ediyorum’ diyor.”

Üzerinden 7 yıl geçtikten sonra..

Haydi buyursun Kamalak, “hırsız” imaları yaparak hakaret ettiği AK Parti mi, yoksa FETÖ’cüler mi gerçek hırsız, anlatsın bize.. 

FETÖ’cü hırsızların talimatı ile anlattığı o fıkrayı, bugün nasıl savunacak, izah etsin bize..

Daha önemlisi..

Dün sarfettiği, “Bence AK Parti ile kesinlikle ittifak olmamalı. Çünkü AK Parti politikası hep gerilim üzerinedir, ülkeyi kutuplaştırıyorlar!” sözlerini, verdiğim somut örnekler üzerinden anlatsın.. Kimin “gerilimden yana”, kimin “gerilimi ortadan kaldırmadan yana” olduğunu buyursun izah etsin..

İster, avukat eşini çağırsın, ona yaptırsın savunmasını..

İsterse, İyi Parti’ye transfer olan avukat oğlu gelsin, o savunsun babasını..

Ama lütfen..

Eşinin başındaki örtüye dil uzatan CHP’liler için “Onların vebali az” deyip, eşine başörtülü avukatlık yapma imkanını veren AK Parti’ye, “Onun vebali büyük” demesin!

Bu dünyanın, bir de ahireti var..

“Söyledim oldu” dersiniz..

Bu dünyada dersiniz..

Ahirette ne diyeceksiniz?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kizilcahamamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.