Peşinen söyleyeyim.
Türkiye’nin ABD nezdindeki görüşmelerine, hiçbir zaman eziklik bakış açısı ile yaklaşmadım..
“Görüştük mü?”, “Telefonla mı, yoksa baş başa mı?”, “Görüşmemiz ne kadar sürdü?”, “Liderler seviyesinde mi, yoksa sadece heyetler arası görüşme mi?” türünden başlıklar açarak, Türkiye’nin konumunu ABD nezdinde küçültecek yorumlara imza atmayı hiçbir zaman düşünmedim..
Biz güçlü olursak..
Gücümüzün farkında olursak..
Dik duran bir liderimiz olursa..
Hakkı haykıran bir altyapı desteği ile hareket edersek..
Görüşsek ne olur, görüşmesek ne olur?
Telefonla konuşsak ne olur, baş başa görüşsek ne olur?
Sadece heyetler arasında görüşmüş olsak ne olur, ayrıca liderler seviyesinde de görüşsek ne olur?
Tersinden de olaya yaklaşabiliriz..
Güçsüz bir lider ile, gerçekleri söylemekten korkan bir diplomat ekibi ile hareket ederseniz..
Gücünüzün farkında olmayan bir ekip ile iş yapmaya kalkarsanız..
En üst seviyeden, saatlerce görüşmeler yapıp, laklak etseniz ne olur, hatta görüşme ile yetinmeyip, birlikte tatile çıksanız ne olur?
Önemli olan, içerik..
Önemli olan, gerçekleri muhatabınızın yüzüne karşı söyleyebilmek..
Kafa dengi muhatabınız vardır, bir el işareti ile 2 saatte ancak verilecek mesajı ulaştırırsınız..
Dunkof muhatabınız vardır, 3 saat anlatsanız, bir netice alamazsınız..
Tam da bu sebeple..
3,5 yıl önceki Erdoğan-Trump görüşmesini, CNN ekranından “Girdisi çıktısı, oturdusu kalktısı toplam 23 dakika sürdü!” diyerek itibarsızlaştırmaya çalışan Nevşin Mengü’ye, o gün de eleştiri getirmiştim..
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın, Biden ile randevu almak için taviz üzerine taviz verdiği palavraları ile kendilerini tatmin edenlere karşı, bugün de eleştirilerimi yapmaya devam ediyorum..
Türkiye dik durduğu müddetçe..
Emperyal devletlerin liderleri ister bizimle görüşsünler, isterlerse görüşmesinler.
Bir platform bulunur, gerçekler haykırılır..
Bu pencereden olaylara yaklaşırsanız..
“Girdisi çıktısı, oturdusu kalktısı 23 dakika sürdü” diyerek Türkiye Cumhurbaşkanı’nı itibarsızlaştırmaya çalışanlara, boylarının ölçüsünü de, zaman içinde daha iyi aldırmış olursunuz..
Biden ile kıyaslarsanız..
Herkes kabul edecektir ki..
ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın arası, çok daha iyi idi..
Ancak Trump ile Erdoğan’ın bir tarihteki görüşmesi üzerinden “23 dakika” söylemi ile karşımıza çıkılırken..
Şimdi..
Erdoğan düşmanlığında, muhaliflerle birlikte hareket edeceği beklentisi içindeki oldukları Biden, Türk Cumhurbaşkanı ile 50 dakikalık baş başa, sonrasında da heyetler arasında görüşmeye devam edecek şekilde, hem de aslında NATO toplantısı gibi, nihai amacı bambaşka olan bir takvimde bir araya geliyorsa..
Ben bu görüşmeyi, kendi açımızdan övecek değilim..
Eziklik duygusu ile hareket edip, Biden ile görüşmeyi büyük bir olay gibi gösterecek değilim..
Ama birilerinden de..
“Hani Biden bizdendi? Girdisi çıktısı, oturdusu kalktısı, baş başası heyetler arasısı hepsi hepsi 23 dakika bekliyorduk. Sadece baş başa olanı bile 50 dakika sürmüş” diyerek, kafalarını duvarlara vurmalarını beklememiz hakkımız olsa gerek..
Sadece Biden değil..
Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile de görüşüyor.
Görüşme 52 dakika..
Macron’un yüzüne, Suriye ve Libya’daki sorunlarla ilgili Türkiye’nin itirazları söyleniyor..
İngiltere Başbakanı Johnson ile de görüşüyor, Erdoğan..
Görüşme 25 dakika..
Ona da, sessiz kaldığı konular, su altında götürdüğü samanlar aktarılıyor..
Sırada Almanya Başbakanı Merkel var..
Onunla da görüşme 30 dakika..
Tabii ki AB ile ilişkiler ve mülteci sorunları konusunda taahhüt edilip ödenmeyen paralar hatırlatılıyor..
Görüşmeler bitti mi?
Nevşin Mengü bir günde bu kadar kişi ile görüşme yapabilir mi bilmiyorum ama..
Erdoğan’ın bir görüşmesi de, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile.. O görüşme de bir saat sürüyor..
Ona da, Akdeniz’de ve Ege’de sergiledikleri tilkilikleri yutmadığımız hatırlatılıyor..
Şimdi geldiğimiz noktada..
3,5 yıl önce, “Girdisi çıktısı, oturdusu kalktısı 23 dakika sürdü” dedikten sonra, CNN’den istifa etmek zorunda kalan Nevşin Hanım’ın..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dünkü baş döndüren hızlı ve kritik trafik yoğunluğu sonrasında..
Artık gazeteciliği de bırakması lazım..
“Bizim hayatımız, Erdoğan düşmanlığı ile geçti.. Küçük küçük olaylar üzerinden, kuş kadar beynimizle, Erdoğan’ı itibarsızlaştırmaya çalıştık. Biz itibarsızlaştırmaya çalıştıkça, o büyüdü. Hem Türk halkının gözünde büyüdü. Hem de dünya liderlerinin gözünde büyüdü.. Bize de, düştüğümüz çukurlarda debelenmek kaldı” deyip, gazeteciliği de bırakması lazım..
Sadece Nevşin Hanım değil..
3,5 yıl önceki o istifa kararı sonrasında.
Nevşin Hanım’a destek verip, “Meslek siciline onurlu bir sayfa ekledi” diyen Uğur Dündar da, artık kalemini kırmalı..
O tarihte, “Değerli haberci Nevşin Mengü sağlam kişiliğine uygun davranışla CNN Türk’ten istifa etti. Böylece meslek siciline onurlu bir sayfa ekledi...” diye yaptığı yorumu da ekleyerek..
“Hep hüsran.
Hep rezil olma.
Hep tokat.
Hep çöküntü..
Hep rüsvaylık bize düşüyor..” tespiti yaparak.
“Kankan Trump ile bile, ‘Girdisi çıktısı 23 dakika’ diyoruz.. Ardından Trump gidiyor.. ‘Hiç görüşmeyecek’ dediğimiz Biden geliyor. O 50 dakika görüşüyor.. Hem de misafireten bulundukları bir başka ülkede! Biz hep böyle hüsran mı yaşayacağız? Hep rezil mi olacağız!” itirafı ile..
Uğur Dündar da kalemini kırmalı..
Milletin tepesinde boza pişiren bu kalemler, artık gerçeklerle yüzleşmeli..
Millete, milletin iradesine kurmak istedikleri tuzakların deşifre olduğunu görüp, artık bir kenara çekilmeliler..
Ve tekrar altını çizerek söyleyelim: Biden ile Erdoğan’ın görüşmesinden.. Şu kadar dakika, ilaveten bir de heyetler arası görüşmenin eklenmesinden bir sevinç, bir mutluluk, bir övünç duyuyor değilim..
Sevincim de, övüncüm de, “PYD’ye silah verdiniz. F35’lerde bize ihanet ettiniz” sözlerinin Biden’ın yüzüne karşı söylenmiş olmasıdır..
Aynen, “Girdisi çıktısı 23 dakika” olan görüşmede de, “Teröristlere silah yardımı yapıyorsunuz, böyle müttefiklik olmaz” gerçeğinin haykırılmasından övünç duyduğum gibi..