Ali Karahasanoğlu
Köşe Yazarı
Ali Karahasanoğlu
 

Hrant Dink.. Hrant Dink.. Sabah Hrant, akşam Dink!

Hrant Dink.. Hrant Dink.. Binlerce askerimiz, polisimiz şehid oldu.. Şahsen bana sorsanız, 10 tanesini söyle deseniz.. Tamamlayabileceğimden emin değilim.. Ama Hrant Dink’i ezberledik. Eşini ezberledik. Çocuklarını.. Avukatlarını.. Evini, işyerini.. Hepsini ezberledik. Ezberlettiler bize.. Sokaklara döküldüler.. Müslüman, gayrimüslim hep birlikte.. Etnik kökeni ne olursa olsun.. Bağırdılar: “Hepimiz Ermeniyiz” diye.. Vuran yakalandı.. Cezaevine girdi.. Yetmez dediler.. Gene de yetmez, ne kadar burnunu sokan varsa, hepsi yargılansın, hepsi ceza alsın.. Ama bu sadece Hrant Dink dosyasında değil.. Tüm cinayetlerde olsun.. Mesela, askere pusu kurup, yolun altına bomba yerleştirip öldürenler..  Sadece bombayı yerleştiren değil.. O bombanın yerleştirilmesi olayına burnunu sokan herkes yargılansın.. Milletvekilinden, bombanın yerleştirilmesi için yolda çalışma yapılmasını sağlayan belediye yetkilisinden, kabloyu satan elektrikçisine kadar.. Hepsi yargılansın..  Öyle diyor çünkü, Hrant Dink’in eşi, Rakel Dink.. 7 kişi şu an tutuklu.. 13 kişi hakkında yakalama kararı var.. Fazladan, 76 da kamu görevlisi cinayette ihmalden veya görevi suiistimalden yargılanıyor.. Ama Hrant’ın eşi Rakel “Yetmez” diyor.. “Hepimiz Ermeniyiz” sloganlarını gördü ya.. Televizyonların, gazetelerin hepsinin, bir askere vermedikleri değerin, bin kat fazlasını verdiklerini gördü ya.. O da.. PKK’nın şehid ettiği. ASALA’nın şehid ettiği hiçbir devlet görevlisi için yargılanmayan sayıda sanığı olan davayı yine beğenmiyor.. “Yetmez” diyor.. Tıynetini, yapmak istediğini, aslında konunun “Hrant Dink’in öldürülmesi, onun katillerinin cezalandırılması olmadığı”nı şu sözleri ile ispat ediyor: “Bu alan, Devletin işlediği, göz yumduğu, duyarsızca, acımasızca sonuçsuz bırakılan cinayetlerin, davaların dile getirildiği yer oldu.” Dersiniz ki.. Ülkede sabahtan akşama kadar, devlet cinayet işletiyor. Tek bir fail bulunamıyor.. Ve daha önemlisi.. Devlet cinayet işlerken, aslında her yer güllük gülistanlık.. Devlet, zorbalık yapmak için, cinayet işletiyor.. Tek bir devlet görevlisinin tek bir saldırıya uğramadığı ülkeyi, devlet yaşanmaz hale getirmek için, faili meçhul cinayetlere imza atıyor.. Verilmek istenilen hava bu.. ASALA’nın vurduğu elçilerden söz yok.. PKK içinde saldırılara imza atan Ermenilerden, şehid edilen askerlerden tek kelime ile söz etmek yok.. “Devletin işlediği, göz yumduğu, duyarsızca acımasızca sonuçsuz bıraktığı cinayetler var!” Bu sözler de kesmiyor, Hrant gibi, on binlerce, yüz binlerce insanın haksız yere öldürüldüğü bir coğrafyada, “Hrant.. Hrant” diyerek, tek öldürülen kişi “Hrant Dink”miş gibi tepemizde boza pişirmeye çalışanların devlete/topluma saygısızlığı.. “Bir kılıç artığı torunu olarak yaşadığımız acıları inkar etmek, yalanlamak yetmedi bir de sözde soykırım diyerek yalanlarına tüy diktiler.” Yani demek istiyor ki.. “Biz Ermeniler, Osmanlı tarafından el üzerinde tutulmuyorduk. Sarayların mimarisi bile bizim atalarımıza teslim edilmemişti.. İkinci sınıf insan, hatta canlı olarak yaşadığımız Osmanlı’da, birden kafalarına esti, bizi kılıçtan geçirdiler.. Kılıçtan şans eseri birkaç kişi kaldık.. Onları da şimdi hakkından gelmek isteyenler var..” Verilmek istenilen mesaj bu.. Ermeniler, Osmanlı’da en yüksek itibarı gördükleri halde.. Tamam, kabul edelim, hepsi isyan etmemiş olabilir.. Ama büyük çoğunluğu, Batılı ülkelerin tahriklerine kapılıp, Osmanlı’ya isyan etmemişler.. Durup dururken, topraklarımız işgal eden yabancı güçler var iken. Bir de kalkmış, kendi ülkemizde yüzyıllarca birlikte yaşadığımız Ermenileri kılıçtan geçirmeye kalkmışız gibi algı oluşturuyorlar.. Onların dayattıkları “soykırım” iftirasına katılmadığımızı belirtmek için, başına “sözde” kelimesini eklememize bile tahammül edemiyorlar.. Yalanı söyleyen onlar değil, bizmişiz.. Hatta yalana tüy dikiyormuşuz.. Ermenistan’da bir Azerbaycanlı veya bir başka etnik kökenden Müslüman, ordaki devlet için şu ifadeyi kullanabilir mi: “Sonu gelmeyen düşmanlığınız, hakaretleriniz, kininiz, öfkeniz gerçekten artık yoruyor. Siz hiç yorulmadınız mı? Susmak, pişkinlik utanç verici.” Ve rezalete, saygısızlığa, içinde bulunduğu topluma hakarette, tam da kendi kullandığı sözlerle cevap vereyim, “Rakel Dink şu cümleleri ile tüy dikiyor: “Hrant’ı ‘FETÖ öldürdü’ demek ‘ben yapmadım elim yaptı’, ‘Ergenekon yaptı’ demek de ‘ben yapmadım ayağım yaptı’ demektir” dedi. Nasıl ama.. Nasıl taktik ama.. Eşi öldürülmüş bir hanım.. “Benim eşimi FETÖ öldüremez, öldürmez” diyor.. “Tetiği FETÖ çekse bile, suçlu devlet olmalı. FETÖ değil” diyor.. Bambaşka bir ihtimali de dillendiriyor.. “Fetö yerine, Ergenekon tetiği çekmiş olsa bile.. Katil yine Ergenekon olmaz, olamaz” diyor.. “Katil, bu derin örgütler değil” diyor.. FETÖ’yü masumlaştırıyor.. Ergenekon’u masumlaştırıyor.. Şu an, Hızır Ali Muradoğlu hocadan başlayın, Bayram Ali Öztürk hocaya kadar.. Üstü örtülen, kimsenin bu cinayetlerden sorumlu tutularak cezaevinde olmadığı bir ülkede.. Bombalarla vücutları paramparça edilen askerlerimiz, polislerimizden binlercesinin failleri ya bulunamamış, ya failleri cezalandırılamadığı gerçeğine rağmen.... “Öldüren, devleti ele geçirmek isteyen FETÖ bile olsa. Ben onu suçlu görmüyorum.. Devlete el koymak isteyen Ergenekoncular bile suçu işlemiş olsa, ben onları suçlu görmüyorum. Suçlu, devlet” diyen bir küstahlıkla karşı karşıyayız.. Öyle bir küstahlık ki.. “Eşimin davası 14 yıldır devam ediyor. Bu 14 yılda bir cinayet davasını çözemediler. Çünkü maksat çözmek değil.” Bu ülkede Eşref Bitlis gibi bir general şehid edilmiş, bir kişi yargılanmamış.. Dosyası kapatılmış. Bu vatan için şehid olmuş binlerce kişinin dosyaları kapatılmış.. Sanki gerçekten suçlu devlet olsa ve o devlet, tüm bu suçları işleyen aynı devlet olsa. Eşref Bitlis dosyasını kapatan devlet, Hrant Dink dosyasını kapatamazmış gibi, devlete hakaret içerikli sözler saygısızca, küstahça söylenen sözler.. Bunları şımartanlar kimler? Bir avuç CHP’li.. Bir avuç  HDP’li.. Ve bunlara şirinlik meraklısı, bizim mahallenin bir avuç entel-danteli!
Ekleme Tarihi: 20 Ocak 2021 - Çarşamba

Hrant Dink.. Hrant Dink.. Sabah Hrant, akşam Dink!

Hrant Dink.. Hrant Dink..

Binlerce askerimiz, polisimiz şehid oldu..

Şahsen bana sorsanız, 10 tanesini söyle deseniz..

Tamamlayabileceğimden emin değilim..

Ama Hrant Dink’i ezberledik.

Eşini ezberledik.

Çocuklarını..

Avukatlarını..

Evini, işyerini..

Hepsini ezberledik.

Ezberlettiler bize..

Sokaklara döküldüler.. Müslüman, gayrimüslim hep birlikte.. Etnik kökeni ne olursa olsun..

Bağırdılar: “Hepimiz Ermeniyiz” diye..

Vuran yakalandı.. Cezaevine girdi..

Yetmez dediler..

Gene de yetmez, ne kadar burnunu sokan varsa, hepsi yargılansın, hepsi ceza alsın..

Ama bu sadece Hrant Dink dosyasında değil.. Tüm cinayetlerde olsun..

Mesela, askere pusu kurup, yolun altına bomba yerleştirip öldürenler..

 Sadece bombayı yerleştiren değil..

O bombanın yerleştirilmesi olayına burnunu sokan herkes yargılansın..

Milletvekilinden, bombanın yerleştirilmesi için yolda çalışma yapılmasını sağlayan belediye yetkilisinden, kabloyu satan elektrikçisine kadar..

Hepsi yargılansın..

 Öyle diyor çünkü, Hrant Dink’in eşi, Rakel Dink..

7 kişi şu an tutuklu..

13 kişi hakkında yakalama kararı var..

Fazladan, 76 da kamu görevlisi cinayette ihmalden veya görevi suiistimalden yargılanıyor..

Ama Hrant’ın eşi Rakel “Yetmez” diyor..

“Hepimiz Ermeniyiz” sloganlarını gördü ya..

Televizyonların, gazetelerin hepsinin, bir askere vermedikleri değerin, bin kat fazlasını verdiklerini gördü ya..

O da..

PKK’nın şehid ettiği.

ASALA’nın şehid ettiği hiçbir devlet görevlisi için yargılanmayan sayıda sanığı olan davayı yine beğenmiyor..

“Yetmez” diyor..

Tıynetini, yapmak istediğini, aslında konunun “Hrant Dink’in öldürülmesi, onun katillerinin cezalandırılması olmadığı”nı şu sözleri ile ispat ediyor:

“Bu alan, Devletin işlediği, göz yumduğu, duyarsızca, acımasızca sonuçsuz bırakılan cinayetlerin, davaların dile getirildiği yer oldu.”

Dersiniz ki..

Ülkede sabahtan akşama kadar, devlet cinayet işletiyor.

Tek bir fail bulunamıyor..

Ve daha önemlisi..

Devlet cinayet işlerken, aslında her yer güllük gülistanlık..

Devlet, zorbalık yapmak için, cinayet işletiyor..

Tek bir devlet görevlisinin tek bir saldırıya uğramadığı ülkeyi, devlet yaşanmaz hale getirmek için, faili meçhul cinayetlere imza atıyor..

Verilmek istenilen hava bu..

ASALA’nın vurduğu elçilerden söz yok..

PKK içinde saldırılara imza atan Ermenilerden, şehid edilen askerlerden tek kelime ile söz etmek yok..

“Devletin işlediği, göz yumduğu, duyarsızca acımasızca sonuçsuz bıraktığı cinayetler var!”

Bu sözler de kesmiyor, Hrant gibi, on binlerce, yüz binlerce insanın haksız yere öldürüldüğü bir coğrafyada, “Hrant.. Hrant” diyerek, tek öldürülen kişi “Hrant Dink”miş gibi tepemizde boza pişirmeye çalışanların devlete/topluma saygısızlığı..

“Bir kılıç artığı torunu olarak yaşadığımız acıları inkar etmek, yalanlamak yetmedi bir de sözde soykırım diyerek yalanlarına tüy diktiler.”

Yani demek istiyor ki..

“Biz Ermeniler, Osmanlı tarafından el üzerinde tutulmuyorduk. Sarayların mimarisi bile bizim atalarımıza teslim edilmemişti..

İkinci sınıf insan, hatta canlı olarak yaşadığımız Osmanlı’da, birden kafalarına esti, bizi kılıçtan geçirdiler..

Kılıçtan şans eseri birkaç kişi kaldık..

Onları da şimdi hakkından gelmek isteyenler var..”

Verilmek istenilen mesaj bu..

Ermeniler, Osmanlı’da en yüksek itibarı gördükleri halde..

Tamam, kabul edelim, hepsi isyan etmemiş olabilir..

Ama büyük çoğunluğu, Batılı ülkelerin tahriklerine kapılıp, Osmanlı’ya isyan etmemişler..

Durup dururken, topraklarımız işgal eden yabancı güçler var iken.

Bir de kalkmış, kendi ülkemizde yüzyıllarca birlikte yaşadığımız Ermenileri kılıçtan geçirmeye kalkmışız gibi algı oluşturuyorlar..

Onların dayattıkları “soykırım” iftirasına katılmadığımızı belirtmek için, başına “sözde” kelimesini eklememize bile tahammül edemiyorlar..

Yalanı söyleyen onlar değil, bizmişiz..

Hatta yalana tüy dikiyormuşuz..

Ermenistan’da bir Azerbaycanlı veya bir başka etnik kökenden Müslüman, ordaki devlet için şu ifadeyi kullanabilir mi:

“Sonu gelmeyen düşmanlığınız, hakaretleriniz, kininiz, öfkeniz gerçekten artık yoruyor. Siz hiç yorulmadınız mı? Susmak, pişkinlik utanç verici.”

Ve rezalete, saygısızlığa, içinde bulunduğu topluma hakarette, tam da kendi kullandığı sözlerle cevap vereyim, “Rakel Dink şu cümleleri ile tüy dikiyor:

“Hrant’ı ‘FETÖ öldürdü’ demek ‘ben yapmadım elim yaptı’, ‘Ergenekon yaptı’ demek de ‘ben yapmadım ayağım yaptı’ demektir” dedi.

Nasıl ama..

Nasıl taktik ama..

Eşi öldürülmüş bir hanım..

“Benim eşimi FETÖ öldüremez, öldürmez” diyor..

“Tetiği FETÖ çekse bile, suçlu devlet olmalı. FETÖ değil” diyor..

Bambaşka bir ihtimali de dillendiriyor..

“Fetö yerine, Ergenekon tetiği çekmiş olsa bile.. Katil yine Ergenekon olmaz, olamaz” diyor..

“Katil, bu derin örgütler değil” diyor..

FETÖ’yü masumlaştırıyor.. Ergenekon’u masumlaştırıyor..

Şu an, Hızır Ali Muradoğlu hocadan başlayın, Bayram Ali Öztürk hocaya kadar.. Üstü örtülen, kimsenin bu cinayetlerden sorumlu tutularak cezaevinde olmadığı bir ülkede..

Bombalarla vücutları paramparça edilen askerlerimiz, polislerimizden binlercesinin failleri ya bulunamamış, ya failleri cezalandırılamadığı gerçeğine rağmen....

“Öldüren, devleti ele geçirmek isteyen FETÖ bile olsa. Ben onu suçlu görmüyorum.. Devlete el koymak isteyen Ergenekoncular bile suçu işlemiş olsa, ben onları suçlu görmüyorum. Suçlu, devlet” diyen bir küstahlıkla karşı karşıyayız..

Öyle bir küstahlık ki..

“Eşimin davası 14 yıldır devam ediyor. Bu 14 yılda bir cinayet davasını çözemediler. Çünkü maksat çözmek değil.”

Bu ülkede Eşref Bitlis gibi bir general şehid edilmiş, bir kişi yargılanmamış.. Dosyası kapatılmış. Bu vatan için şehid olmuş binlerce kişinin dosyaları kapatılmış.. Sanki gerçekten suçlu devlet olsa ve o devlet, tüm bu suçları işleyen aynı devlet olsa. Eşref Bitlis dosyasını kapatan devlet, Hrant Dink dosyasını kapatamazmış gibi, devlete hakaret içerikli sözler saygısızca, küstahça söylenen sözler..

Bunları şımartanlar kimler?

Bir avuç CHP’li.. Bir avuç  HDP’li.. Ve bunlara şirinlik meraklısı, bizim mahallenin bir avuç entel-danteli!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kizilcahamamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.