Ahmet HAKAN
Köşe Yazarı
Ahmet HAKAN
 

Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak?

Eğer bu protestolar... Amacından saparsa... Tadında bırakılmazsa... Bir büyük kargaşaya dönüşürse... İllegal örgütlerin katılımına açık hale gelirse... Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak Üniversitenin dışına taşarsa... Barışçıl yönünü kaybederse... Polisle çatışma noktasına varırsa... Siyasallaşırsa... Kültürel olarak ayrışır ve yabancılaşırsa... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın işine yarayacaktır. * Şimdi diyeceksiniz ki: * Ne yapılsa Erdoğan’ın işine yarıyor? Ne yapılacak da Erdoğan’ın işine yaramayacak? * Onu da söyleyeyim: * AK Parti seçmeni tedirgin edilip bloklaşmasına yardımcı olunmazsa... Geniş halk kesimlerinin itidal arayışına karşılık verecek tutum alınırsa... Amaçtan sapılarak, mesele “iktidar” meselesi haline getirilmezse... İktidarın bu tür yollarla gönderilmesinin imkânsızlığı fark edilirse... Değerler üzerinden çatışmalar bir tarafa bırakılırsa... Muhalefet partileri akıllarını başlarına toplayıp etkili stratejiler bulursa... Sadece Boğaziçi işi değil, her iş muhalefete yarar. ÖĞRENCİLERE EL SALLAMIŞ HABER şu: * Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu, Cüneyt Özdemir’in canlı yayınında kendisini protesto eden öğrencilere el salladı. Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak Ne var bunda? * Tolerans var... Eleştiriye açıklık var... Anlayışlı bir tutum var... Protestoyu hazmetme var... Medeni bir yaklaşım var... * Melih Bulu, bu tutumunda samimiyse şu iki şeyden biri olabilir: * BİR: Ya öğrencilerin protesto şevkinin kırılmasına yol açar. * İKİ: Ya da “Madem istemiyorsunuz, giderim” der. MELİH HOCA DA ÇOK ELİTİST ÇIKTI BOĞAZİÇİ Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Prof. Melih Bulu, hobilerini ve beğenilerini şöyle anlatıyor:   Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak Yamaç paraşütüyle uçarım. İyi bir bisiklet yarışçısıyım. Basket oynarım, boyum kısa olmasına rağmen iyi 3’lük atarım. Rock ve metal dinlerim. Metallica ve Guns N’Roses’ı severim. İlk işim üniversiteye hoparlörümü getirip heavy metal dinlemek olacak. * Nedir bu? * Tam olarak şudur: Kendini ispat gayretidir. “Ben sizin zannettiğiniz kişi değilim” çabalamasıdır. * İnsanın böyle bir gayret içine girmek durumunda kalması... Ne kadar trajik! * Böyle bir çabalamanın karşılığının, sadece ve sadece “gaddar bir alaycılık” olması... Ne kadar sinir bozucu! * Trajediden de... Gaddar alaycılıktan da... Kurtulmanın tek bir yolu var aslında: * Tam ters bir yoldan gitmek! * Mesela... “Bozlak okur, Hacı Taşan Emmi’yi dinlerim” diyeceksin. * Mesela... “Tespih koleksiyonu yapar, iyi çay demlerim” diye övüneceksin. * Mesela... Boğaziçi’nin bahçesinde mangal yapacağını söyleyeceksin. * Mesela... Hoparlörle “Sordum Sarı Çiçeğe” dinleteceğini müjdeleyeceksin. * Yine tepki çekersin... Yine hedeflerin odağı olursun... Yine üstüne gelirler... Yine sevilmezsin... * Ama hiç değilse... Trajik bir duruma düşmez, gaddar bir alaycılığın hedefi haline gelmemiş olursun. KİRLİ KAMPANYA SMA hastası çocuklar için düzenlenen kampanyaya “kirli kampanya” demenin, bu kampanyaya iyi niyetle destek verenleri olumsuz etkileyeceğini yazmıştım. * Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün şöyle bir mesaj paylaştı sosyal medyada: Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak “SMA kampanyasının ‘kirli’ yönü bazı küresel şirketlerin insanımızın iyi niyetini suiistimal etmesidir. Samimi duygularla hareket edenlerin tüm çabaları masumdur. SMA Bilim Kurulumuzun uygun gördüğü her tedavi, uygun görülen her hastaya uygulanmaktadır. Konu mali değil, insanidir.” * Mesaj alınmış. Memnun oldum. İLKER BAŞBUĞ OLAYI BU zamana kadar darbelerle ilgili yapılan analizlerde genellikle şu kalıplar kullanılır: * Menderes şöyle yapsaydı... Darbe olmazdı. Ecevit şöyle yapsaydı... Darbe olmazdı. Demirel şöyle yapsaydı... Darbe olmazdı. * Artık şu noktada anlaşmamız gerekiyor: * Bu analiz biçimi... Darbeye mazeret üretmekten ve darbeyi meşru kılmaktan öte hiçbir anlam taşımıyor. * İlker Başbuğ da vazgeçmelidir bundan.  
Ekleme Tarihi: 07 Ocak 2021 - Perşembe

Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak?

Eğer bu protestolar...

Amacından saparsa...

Tadında bırakılmazsa...

Bir büyük kargaşaya dönüşürse...

İllegal örgütlerin katılımına açık hale gelirse...

Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak

Üniversitenin dışına taşarsa...

Barışçıl yönünü kaybederse...

Polisle çatışma noktasına varırsa...

Siyasallaşırsa...

Kültürel olarak ayrışır ve yabancılaşırsa...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın işine yarayacaktır.

*

Şimdi diyeceksiniz ki:

*

Ne yapılsa Erdoğan’ın işine yarıyor? Ne yapılacak da Erdoğan’ın işine yaramayacak?

*

Onu da söyleyeyim:

*

AK Parti seçmeni tedirgin edilip bloklaşmasına yardımcı olunmazsa...

Geniş halk kesimlerinin itidal arayışına karşılık verecek tutum alınırsa...

Amaçtan sapılarak, mesele “iktidar” meselesi haline getirilmezse...

İktidarın bu tür yollarla gönderilmesinin imkânsızlığı fark edilirse...

Değerler üzerinden çatışmalar bir tarafa bırakılırsa...

Muhalefet partileri akıllarını başlarına toplayıp etkili stratejiler bulursa...

Sadece Boğaziçi işi değil, her iş muhalefete yarar.

ÖĞRENCİLERE EL SALLAMIŞ

HABER şu:

*

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu, Cüneyt Özdemir’in canlı yayınında kendisini protesto eden öğrencilere el salladı.

Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak

Ne var bunda?

*

Tolerans var... Eleştiriye açıklık var... Anlayışlı bir tutum var... Protestoyu hazmetme var... Medeni bir yaklaşım var...

*

Melih Bulu, bu tutumunda samimiyse şu iki şeyden biri olabilir:

*

BİR: Ya öğrencilerin protesto şevkinin kırılmasına yol açar.

*

İKİ: Ya da “Madem istemiyorsunuz, giderim” der.

MELİH HOCA DA ÇOK ELİTİST ÇIKTI

BOĞAZİÇİ Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Prof. Melih Bulu, hobilerini ve beğenilerini şöyle anlatıyor:

 

Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak

Yamaç paraşütüyle uçarım.

İyi bir bisiklet yarışçısıyım.

Basket oynarım, boyum kısa olmasına rağmen iyi 3’lük atarım.

Rock ve metal dinlerim.

Metallica ve Guns N’Roses’ı severim.

İlk işim üniversiteye hoparlörümü getirip heavy metal dinlemek olacak.

*

Nedir bu?

*

Tam olarak şudur:

Kendini ispat gayretidir.

“Ben sizin zannettiğiniz kişi değilim” çabalamasıdır.

*

İnsanın böyle bir gayret içine girmek durumunda kalması...

Ne kadar trajik!

*

Böyle bir çabalamanın karşılığının, sadece ve sadece “gaddar bir alaycılık” olması...

Ne kadar sinir bozucu!

*

Trajediden de...

Gaddar alaycılıktan da...

Kurtulmanın tek bir yolu var aslında:

*

Tam ters bir yoldan gitmek!

*

Mesela... “Bozlak okur, Hacı Taşan Emmi’yi dinlerim” diyeceksin.

*

Mesela... “Tespih koleksiyonu yapar, iyi çay demlerim” diye övüneceksin.

*

Mesela... Boğaziçi’nin bahçesinde mangal yapacağını söyleyeceksin.

*

Mesela... Hoparlörle “Sordum Sarı Çiçeğe” dinleteceğini müjdeleyeceksin.

*

Yine tepki çekersin... Yine hedeflerin odağı olursun... Yine üstüne gelirler... Yine sevilmezsin...

*

Ama hiç değilse...

Trajik bir duruma düşmez, gaddar bir alaycılığın hedefi haline gelmemiş olursun.

KİRLİ KAMPANYA

SMA hastası çocuklar için düzenlenen kampanyaya “kirli kampanya” demenin, bu kampanyaya iyi niyetle destek verenleri olumsuz etkileyeceğini yazmıştım.

*

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün şöyle bir mesaj paylaştı sosyal medyada:

Boğaziçi protestoları kimin işine yarayacak

“SMA kampanyasının ‘kirli’ yönü bazı küresel şirketlerin insanımızın iyi niyetini suiistimal etmesidir. Samimi duygularla hareket edenlerin tüm çabaları masumdur. SMA Bilim Kurulumuzun uygun gördüğü her tedavi, uygun görülen her hastaya uygulanmaktadır. Konu mali değil, insanidir.”

*

Mesaj alınmış.

Memnun oldum.

İLKER BAŞBUĞ OLAYI

BU zamana kadar darbelerle ilgili yapılan analizlerde genellikle şu kalıplar kullanılır:

*

Menderes şöyle yapsaydı... Darbe olmazdı.

Ecevit şöyle yapsaydı... Darbe olmazdı.

Demirel şöyle yapsaydı... Darbe olmazdı.

*

Artık şu noktada anlaşmamız gerekiyor:

*

Bu analiz biçimi...

Darbeye mazeret üretmekten ve darbeyi meşru kılmaktan öte hiçbir anlam taşımıyor.

*

İlker Başbuğ da vazgeçmelidir bundan.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kizilcahamamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.