Eğerli Dereköy doğa gezisi
Eğerli Dereköy doğa gezisi
Doğa gezi gurubumuzla bu sefer Eğerli Dereköy civarındayız. 18 Aralık 2011 Pazar günü, Bayram Aslanoğlu, Eyüp Odabaşı, Osman Gökalp ve benim katıldığım geziye saat 09:00 da başladık
Doğa gezi gurubumuzla bu sefer Eğerli Dereköy civarındayız. 18 Aralık 2011 Pazar günü, Bayram Aslanoğlu, Eyüp Odabaşı, Osman Gökalp ve benim katıldığım geziye saat 09:00 da başladık
Doğa gezi gurubumuzla bu sefer Eğerli Dereköy civarındayız. 18 Aralık 2011 Pazar günü, Bayram Aslanoğlu, Eyüp Odabaşı, Osman Gökalp ve benim katıldığım geziye saat 09:00 da başladık. İlçeden hareketle puslu ve hafif nemli bir havada Güvem yolunu takiben Eğerli Dereköy’ e geldik. Dereköy, halk arasında “Merdivenli İn” denilen mağaralar dizisi ile biliniyor. Eğerli Deresi’ nin güney yamacında kurulmuş iki mahalleden oluşan şirin bir köyümüz.
Köye geldiğimizde Durali ağa ile karşılaştık, bizi iyi karşıladı. Karşılıklı hal hatır sorduk, birkaç poz fotoğraf çektirdikten sonra, mağaraların yanına nasıl gideceğimizi sorduk. Güzel bir tarif yaptı ve onu uğurladıktan sonra okulun yanına aracımızı park edip yola düştük.
100 metreyürümüştük ki, bir davar sürüsü ile karşılaştık. Sahibi belli ki köy dışına otlatmaya götürüyordu. Biraz ağırdan alıp yaklaşmasını bekledik. Adem ismindeki davar sahibi ile tanıştık ve ondan da yol tarifini aldık. 200 kadar karışık koyun ve keçisi var. Benden fotoğraf çekmemi istedi. Davarı satacakmış ve bunu internet kanalı ile duyurmak istiyormuş. Kendisi ile köpeklerle ve davarlarla bir çok fotoğraf çektik. Biz de buradan uyurmuş olalım.
Dereköy’ ün 200 metre güneyinde ve tatlı bir yokuş ile çıkılan Kayadibi mevkii var. Oldukça geniş ve vaktiyle ekenek olarak kullanıldığı anlaşılan bu arazide yer yer de yaban fındık ağaçları göze çarpıyor. Biz doğrudan Merdivenli İn’ e gidiyoruz ama ine girme imkanımız yok. Çünkü ancak merdiven lazım. Uzunluğu 1 Km ve yüksekliği 30 metre olan devasa bir kaya kütlesinde yer alıyor. Uzaktan bakınca mağaraların insan eliyle oluşturulduğu anlaşılıyor. Bayram bey sayıyor ve üç katlı olduğunu söylüyor. Kayanın eteğine varıp, tabandaki oyuğa giriyoruz ve buranında vaktiyle yerleşim yeri olduğu anlaşşılıyor. Çünkü insan eliyle kaya kütlesine şekil verilmiş ve sedir gibi bir görünüm var. Başköy’ ün karşısındaki ve Mahkeme Ağacin İndibi’ ndeki çok katlı mağaralarla aynı cins kaya kütlesi. Mağaraların olduğu kat yerden 6-7 metre yüksekte ve gerçekten ancak merdiven yardımı ile çıkılabilecek durumda. Ama Adem’ in oraya çıkma konusunda ilginç bir teklifi var. “Hocam merdiven filan getirmek gerekmez. Bir keser ve 20 kadar çivi getireceksin, karşıdaki dağ kavaklarından kesip merdiven yapacaksın” Pratik bir çözüm ama dağ kavaklarına kıyabilir miyiz ? Elbette hayır…
Büyük kaya kütlesi, tepeden itibaren kuzey güney istikametinde yarıklarla ayrılmış durumda. Biz bu yarıkların birinden tepeye tırmanacağız ve puslu havada çevreyi inceleyeceğiz. Çıktığımız dar geçidin adın Deve Damı. Oldukça dik bu yokuşta önden giden Eyüp bir kaya oyuğunda Kukumav kuşu görmüş. Seslenip duruyor ama kaçmasından korkuyorum. Yanına gelince bir poz çekmiştim ki kuş ürküp kaçtı Eyüp sayesinde sağolsun.
Islanan zeminde kaymaktan çekinerek zorlu bir tırmanışla Çalıkoyak denilen tepenin düzüne vardık. Güneyde sis altında Saray ve Çukurören köylerinin doğu kısmındaki ormanlıklar var. Doğuda ise Çukurca, Aksak ve Çukurören köylerinin sınır noktasında çevre halkının “Fadimeana izi” denilen yer var. Kuzeyde ise boyluca Eğerli yolu ve Alören var ama Başköy sis altında.
Buradan 200 metre kadar batıya yürüyüp başka bir geçit üzerinden aşağı ineceğiz. Kayadibi’n de yabani kuş yuvası olduğunu tahmin ettiğim oyukları yakından görmek istiyordum. Yuvaların alt kısmına gelince oraya çıkmanın da imkansız olduğunu anladık. Bayram bey ve Osman biraz tırmandılar ama duvar gibi dik kayalıktan çıkmak mümkün değil.
Burada kapalı bir yer bulup ateş yaktık ve Eyüp’ ün üşenmeden nerelerden beri taşıdığı ıslak odunları, buradaki kuru fındık dalları ve kuru otlarla tutuşturabildik. Yemeğimizi yedikten sonra bu sefer geldiğimiz yönün aksi yönünden tekrar Çalıkoyak düzüne çıkacak ve oradan batıya yönelip Adem’ in tarif ettiği tek çam ağacının yanında görünen patikadan köye ineceğiz.
Düze çıktığımızda Adem de tekrar yanımızda geldi. Uzun uzun definecilerin çevrede neler yaptığından bahsetti durdu. Sonra da davarların yanına gitti, köy dönme zamanı onun için de gelmişti. Tek çamın yanına geldik ve oradan patika yol ile köye indik. Bizden başka bir grup daha gelmiş Ankara’ dan. Bir minibüs dolusu insan yayla yoluna gitmişler. İşte doğa gezisi meraklıları, yaz kış, yağmur kar demeden her fırsatta geziyorlar.
Bu gezi biraz kısa sürmüştü ama yağmura rağmen güzel geçmişti. İlgi duyanlar bir dahaki geziye niçin katılmasınlar ? 29 Ocak 2012 Pazar günü, hedef henüz belli değil ama neresi olursa olsun değiyor doğrusu. Görüşmek üzere…
Muzaffer Eker
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.