Psikolojik Olarak İyi Olmak İçin Neler Yapmalıyız

Daha önceki aylarda; “Etkili İletişim Becerileri, Bilinçli İnternet Kullanımı, Öz Disiplin Geliştirme, Psikolojik Sağlamlık ve Uzaktan Eğitimde Ailenin Sorumlulukları ve Davranışları” gibi konuların ele alındığı aylık bülten ve broşürler her ay yayınlanmaya devam etmektedir.

           Doğal afetlerde ve özellikle de pandemi sürecinde “Psikolojik İyi Olma” konusunun işlendiği 2021 Ocak ayı bülten ve broşüründen ve daha önce özenle hazırlanmış olan eğitici, yol gösterici kılavuz çalışmalarından tüm bireyler Kızılcahamam Rehberlik ve Araştırma Merkezinin internet sayfasını (kizilcahamam.ram.meb.k12.tr)  ziyaret ederek faydalanabilmektedir.

 

                   PSİKOLOJİK İYİ OLMA

  Psikolojik İyi Olma Kavramının Tarihsel Gelişimi

  Psikoloji alanında geçen 20 yıl boyunca popüler olan akım pozitif psikolojidir. Bu akıma öncülük eden Martin Seligman, araştırmaların psikoloji ve psikopatolojiye odaklanmasını sorgulamış ve eleştirmiştir. Pozitif psikoloji; depresif bireyler neden depresyona girer? anksiyetinin tedavisinde etkili uygulamalar nelerdir? gibi sorular yerine başarılı bireyin bu kadar başarılı olmasını sağlayan faktörler nelerdir? yaşamda en iyi şekilde işlevsel olan bireylerin özellikleri nelerdir? gibi noktalara odaklanmaktadır. Bununla birlikte pozitif psikolog ilk iki soruyu göz ardı etme veya önemsememe gibi bir tutum içine girmez ancak psikopatoloji yerine iyi olmayı ön plana ön plana almayı tercih etmektedir. Seligman ve Chickczentmihalyi(2000) ise psikologların henüz ‘yaşamı anlamlı hale getiren ve değerli kılan nedir? Sorusuna ilişkin net bir bilgiye sahip olmadıklarını ‘öne sürmüştür.

  Felsefi açıdan ise pozitif psikoloji temelde iyi yaşam nedir? sorusunu sormaktadır. Bu soru Aristotle’den itibaren dile getirilmiştir. Günümüzde ise psikoloji bu soruyu iki şekilde gündeme getirmiştir. Birincisi öznel iyi olmadır. Carol Ryff ve arkadaşları tarafından bu kavram eleştirilmiştir. Psikolojik iyi olmanın psikolojik sorunların yokluğu anlamına gelmesinin doğru olmadığını belirtmişlerdir.

  Psikolojik iyi olma literatürü, bu yapının tanımlanması ve ölçülmesinde bazı çelişkiler sergilemektedir. Bununla birlikte araştırmacılar arasında, psikolojik iyi olmanın yaşam olay ve sorunlarının niteliğini inceleyen geniş ve kapsamlı bir alan olduğuna ilişkin bir fikir birliği vardır.

  Psikolojik iyi olma alanında çalışma yapan araştırmacıların amaçlarından birisi, iyi olma yapısının anahtar özelliklerini tanımlamaktır. Fakat kavramın çok boyutlu olması net tanımlar yapılmasını engellemektedir. Örneğin Bradburn(1969) psikolojik iyi olmanın iki boyutlu, diğer araştırmacılar ise beş(Lawton,1975), altı(Neugarten, Havighurst, Tobin, 1961; Ryff, 1989) ve yedi boyutlu(Reker, Peacock, 1981) bir yapı olduğunu öne sürmüştür.

Psikolojik İyi Olmaya Yönelik Kuramsal Yaklaşımlar

  Psikolojik iyi oluş, bireyin kendini olumlu olarak algılamasını ve kendisini gerçekçi olarak tanıyarak güçlü yanları ve sınırlılıklarının farkında olması ve bununla birlikte kendinden memnun olmasını, özerk ve bağımsız hareket edebilmesini yaşamını anlamlı bulmasını kapsamaktadır.

  Psikolojik iyi olmayı tanımlamak için birçok kuramsal çerçeve geliştirilmiştir. En önemlileri; Aşağıdan Yukarıya Durumsal Etkiler, Dinamik Denge Modeli, Çelişki Teorileri ve Amaca Ulaşma Teorileridir.

  Dinamik Denge Modeli(Headey & Wearing, 1992) bireylerin, kişilikleri tarafında belirlenen farklı iyi olma ortamlarına sahip olduklarını savunmaktadır. Örneğin, dışa dönük kişiliğe sahip bireylerin içe dönük olanlara göre bazı deneyimleri yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğunu iddia etmiştir. Alışılmadık olay ve deneyimler, bireyi psikolojik iyi olma düzeyinden yukarıya veya aşağıya hareket ettirebilir.

  Doyuma İlişkin Çoklu Çelişki Modeli(Michalos, 1985) ise sosyal karşılaştırmayı içermektedir.

  Amaca Ulaşma Teorileri, bireyin mutluluğu elde etmesinin, onun bir amacına ulaşmasına veya bir ihtiyacını gidermesine bağlı olduğunu öne sürmektedir(Diener, 1984).

  Lawton (1983)psikolojik iyi olmanın dört boyuttan oluştuğunu ifade etmiştir.

Bireyin anksiyete, depresyon, gerginlik, endişe, depresyon, gerginlik, endişe ve kötümserlik gibi olumsuz duygularla baş edebilme yeteneği, Bireyin uzun süreli duygularına yönelik bilişsel bir değerlendirmesi olan mutluluk, Bireyin aktif olmasını ve hoş duygular yaşamasını sağlayan olumlu duygulanım, Bireyin ulaşmak istediği amaçlar ile elde ettiği amaçları arasındaki tutarlılık.  

  Cowen(1994) psikolojik iyi olmaya ulaşmak için beş yol öne sürmüştür;

Bireyin ilk yıllarındaki yararlı kazanımları, Bireyin yaşla birlikte olgunluk ve gerekli yetenekleri kazanması, Bireyin iyi olmayı artıracak ortamlar hazırlaması ve bu tür ortamlarda bulunması, Bireyin yaşamı yönetme kontrolüne sahip olduğu duygusunu hissetmesi, Bireyin stresle etkili bir şekilde başa çıkabilme yeteneği kazanmasıdır.

Ryff’ ın Psikolojik İyi Olma Modeli

Ryff’ ın psikolojik iyi olma modelinin temelinde; Maslow’ un kendini gerçekleştirme, Rogers’ ın tam işlevsel birey, Jung’ un bireyselleşme, Allport’ un olgunlaşma, Erikson’ un psikososyal gelişim, Buhler’ in temel yaşam eğilimleri, Neugarten’ in kişiliğin yönetici süreçleri ve Jahoda’ nın psikolojik sağlık teorilerinin bileşimi bulunmaktadır.

Altı Boyutlu Psikolojik İyi Olma Modeli özerklik, çevresel hâkimiyet, bireysel gelişim, diğerleriyle olumlu ilişkiler, yaşam amaçları ve öz-kabul kavramlarından oluşur. Özerklik, ‘hür iradeyi, bağımsızlığı ve davranışın içsel düzenlemesini’ ifade eder. Tam işlevsel olan bireyler, kendi davranışlarını düzenleme ve sosyal yapıya bağımlı olmadan yaşayabilme becerilerini sahiptir. Çevresel hâkimiyet, bireyin günlük yaşam olayları ve sorumlulukları üzerinde kontrole sahip olduğunu hissetmesiyle ilişkilidir. Bu bireyler, çevredeki olanaklardan en iyi şekilde yararlanan, çevrelerini yönetebilme becerisi olan, öznel değer ve ihtiyaçlarına uygun bağlamları seçebilen bireylerdir. Bireysel gelişim, gelişimlerini optimize etmek için yeni deneyimler kazanmaya açık ve istekli olmayı kapsar. Bireysel gelişim düzeyi düşük olan bireyler durgunluk yaşar, kendilerinde zamanla hiçbir değişim olmadığını düşünür, yaşam ilgisinden yoksun olurlar. Olumlu ilişkiler kurma ve sürdürme, psikolojik iyi olmanın sosyal ve kişiler arası yönüyle ilişkilidir. Kendine ve diğerlerine yönelik pozitif saygıya sahip olma, diğer bireylerle samimi ve güvene dayalı kişiler arası ilişkiler kurması, onlara empatik ve şefkatli davranması, sevebilme becerisine sahip ve diğer bireylere yönelik sorumluluğunun bilincinde olması şeklinde tanımlanabilir. Yaşam amaçları, bireyin yaşamının anlam ve amacını kavramasıyla ilişkilidir. Bireyin amaçlarına ulaşması için aktif bir şekilde eylemde bulunması ve kendini yönetmesi, ona yaşamının anlamlı olduğu duygusunu kazandırmaktadır. Öz-kabul, pozitif psikoloji işlevselliğinin en temel unsuru ve olgun, optimal düzeyde işlevsel olan bireyin en belirgin özelliği olduğunu belirtmiştir. Öz-kabul düzeyi yüksek bireyler, kendilerine yönelik pozitif tutumlara sahip olurlar, geçmiş ve şimdiki durumları hakkında olumlu şeyler düşünürler ve olumlu- olumsuz tüm özelliklerini kabul ederler.

 Yapılan araştırmalarda psikolojik iyi olmanın cinsiyet ve yaşla ilişkisinde farklılıklar görülmektedir. Fakat eğitim düzeyi ile ilişkisi değerlendirildiğinde eğitim düzeyi yüksek bireylerin psikolojik iyi oluşlarının daha yüksek olduğu ölçülmüştür. Psikolojik iyi olma ve evlilik ilişkisi incelendiğinde, evliliğin sağlığa ve iyi olmaya katkıda bulunduğu araştırmacılar tarafından öne sürülmektedir. Evlilik bireyin sosyal yapıyla olan bağlarını daha verimli hale getirmekte, eşlerin birbirine sağladığı özel ve içten duygusal destek, bireyin kendisini sevilen, özen gören, saygılı ve değerli bir varlık olarak algılamasına ve kendini güvende hissetmesine yardımcı oluyor. Fakat burada önemli bir nokta evli bireylerin eğitim seviyeleri ve sosyo ekonomik düzeylerinin yüksek olmasıdır. Eğitim seviyesi düşük, ekonomik olarak sıkıntı yaşayan ailelerde yaşayan bireylerin psikolojik iyi olma düzeylerinin düşük olduğu ölçülmüştür.

  Lu ve diğerleri(2001) psikolojik iyi olmaya yönelik daha hazcı formulasyonların, batı kültürüyle ilişkili olduğunu öne sürmüştür. Bu araştırmacılar doğu kültürlerinin psikolojik iyi olmayı, diğer bireylerle ve çevreyle uyumlu olma sonucunda ulaşılan huzurlu bir psikolojik durum olarak algıladıklarını öne sürmüştür. Farklılığın sebebi, temelde batının bireyselci, doğunun ise toplulukçu olmasından kaynaklanmaktadır. Harris ve Molock(2000) örneklemini Afro-Amerikalı 188 üniversite öğrencisinin oluşturduğu araştırmasında, kültürel oryantasyon ile depresyon arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Elde edilen bulgular, toplulukçu kültürlere uyum sağlama, aile bağlarının sağlamlığı ve aile desteğinin, depresyonu azalttığını aralarında negatif bir ilişki olduğunu göstermiştir.

  Psikolojik iyi olmayı; öz saygının, sosyal destek almanın, boş zamanları değerlendirmenin, fiziksel sağlığını olumlu algılamanın olumlu yönde etkilediği ölçülmüştür.

  Son 50 yıldan beri araştırmacılar, dindarlık ve psikolojik iyi olma indeksleri arasındaki ilişkilere yoğun ilgi göstermektedir. Aslında artan kanıtlar dindarlık veya tinselliğin( düzenli ibadet etme, dua etme, meditasyon) psikolojik iyi olmayla( yaşam doyumu, mutluluk) ilişkili olduğunu göstermektedir. Tinsellik ve dinsel başa çıkmanın psikolojik iyi olma ve fiziksel sağlığa katkıda bulunduğu ölçülmüştür. Bu bulgular cinsiyet, yaş, etnik grup ve farklı dinler için de geçerlidir.

KAYNAKÇA

Prof. Dr. Ahmet Akın – Dr. Ümran Akın, Psikolojide Güncel Kavramlar/Pozitif Psikoloji( Ankara: Nobel Yayınları, 2019)