Hafız Halil Okur kimdir?
Doğumu ve Eğitimi
Hafız Halil Okur, 1885 yılında Çamlıderede doğdu.
Babası yörede Cılak namı ile bilinen Ahmet Efendidir.
Hafız Halil Okur, ilk eğitimini Çamlıdere medreselerinde
aldı. Öğrencisi Rıza Çöllüoğlunun ifadesine göre;
Hafız Halil Okurun ilk hafızlık hocası Akkayalı meşhur
Kuru Hafızdır. Hafız Halil Okur daha sonra İstanbula
gitti ve Fatih Medresesine girdi. Fatih Camii Baş imamhatibi
Arap Hafız namı ile bilinen Rasim Efendiye öğrenci oldu. Arap Hafız
1938 yılına kadar yaşamıştı. Halil Okurun hocasına büyük saygısı vardı. Sağ olduğu
sürece her yıl onu ziyaret ederdi. Darul Hilafe Medresesine girdi. Bu arada
Kuran okumadaki yeteneğini geliştirmek için AŞERE-TAKRİP dersleri aldı.
Görevleri
Hafız Halil Okur, İstanbulda eğitimine devam ederken, Kuranı Kerim
okumadaki becerisi göz önünde bulundurularak Fatih Camiine Sûrehan olarak
atandı. O zamanlarda Sûrehan olarak atananlar görevli oldukları camilerde
sabah namazında YASİN-İ ŞERİF, öğle namazında FETİH, ikindi namazında
MÜLK surelerini okumakla görevli idiler. Hafız Halil Okur, bir süre hocası
Fatih Camii imamı Arap Hafıza vekalet de etmiştir. Damadı Mehmet Mandalın
anlattığına göre; bir ara Çamlıdere halkı arasında çeşitli ihtilaflar olmuş.
Halk bu ihtilafları ancak Hafız Halil Okurun ortadan kaldırabileceğini düşünüyormuş.
İstanbula bir heyet göndermişler. Hafız Halil Okuru Çamlıdereye
dönmeye ikna etmişler. Halil Okur Hocaya Çamlıdere halkının büyük sevgi ve
saygısı vardı. O kahveye girdiği zaman çıt çıkmazdı. Bütün halk saygı ile onu dinlerdi.
Hafız Halil Okur, Çamlıdereye döndükten sonra aralıksız hem Merkez Camii
imam-hatipliği hem de Belediye Başkanlığı yapmıştır. O yıllarda bu iki görevin
bir kişide birleşmesi mümkünmüş. Hafız Halil Okur bu iki görevi 1950 yılına
kadar birlikte yürütmüş. 1950 yılında Merkez Camii imamlığını öğrencisi Ziya
Tığlıoğluna bırakmış. 1955 yılında vefat edinceye kadar Belediye Başkanlığına
devam etmiştir.
Kuran Okuma Yeteneği ve Kuran Eğitimine Hizmetleri
Hafız Halil Okur, yörede örneği az bulunan Kuran okuyucularındandı.
ENTELLEKTÜEL BİR KURAN OKUYUCUSU
HAFIZ HALİL OKUR
Kuran okuma konusunda İstanbulda iyi bir eğitim almıştı. Öğrencisi Rıza Çöllüoğlunun
anlattığına göre:
- Halil Okur Hoca derviş yapılı idi. Sanırım Hacı Bayrama intisabı vardı.
Kuran okurken kendini kaybederdi. O kadar duygulu okurdu.
Çamlıdereli Hafız Fahri Tığlıoğlu anlatıyor:
- İstanbula Nuruosmaniye Kuran Kursuna öğrenci olmak için gitmiştim.
Hafız Hasan Akkuş benim İstanbula geliş sebebimi öğrendikten sonra
Hafız Halil Okuru kastederek İstanbul Çamlıderede, niçin buraya
geldin? dedi.
Hafız Halil Okurun öğrencisi Rıza Çöllüoğlu da onun İstanbulun birinci
sınıf Kuran okuyucuları arasında olduğunu söylüyor ve şöyle diyor:
- Ben anlayan bir kişi olarak söylüyorum. Ankara ile İstanbul arasında
Hafız Halil Okurun yerini dolduracak bir adam yoktu. O, Arap Hafızın
bir numaralı talebelerindendi. Hoca Efendi, her şeye geniş ve güzel bakabilen
bir insandı.
Hafız Halil Okur, Belediye Başkanlığı ve Merkez Camii İmam-Hatipliği
yapmakla yetinmemiştir. Resmi din eğitim ve öğretiminin yok edildiği 1930lu
yıllarda Çamlırededen ve çevreden gelen çocukları hafız yapmak, onlara Kuran
talim ve tecvidi öğretmek için de çaba harcamıştır. Ancak dönemin koşulları gereği
yönetimin takip ve baskısına uğramıştır. Bunun üzerine çevre köylerden gelen
öğrencilerini köylerine göndermek ve eğitime son vermek zorunda kalmıştır.
Ancak öğrencisi Rıza Çöllüoğlunda üstün yetenek gördüğü için Onu köyüne
göndermemiş, öğrencisi Ziya Tığlıoğluna emanet etmiştir. Böylece Rıza Çöllüoğlu
Kuran eğitimine Ziya Tığlıoğlunda devam edebilmiştir. Ankara Valisi
meşhur Nevzat Tandoğan Hafız Halil Okuru severmiş. Vali Tandoğan, Çamlıderede
Halil Okuru ziyarete gelmiş. Bu ziyaret, Hoca Efendiyi Çamlıdere yöneticilerine
karşı çok güçlendirmiş.
Öğrencisi Rıza Çöllüoğlu anlatıyor:
- Hafız Halil Okur, dışa açık değildi. Çamlıdere Köyünün imamı idi. Belki
20 yıl imam-hatiplik yaptı. Kadrosu yoktu, halk verdiyse aldı, vermediyse
hiçbir şey söylemedi. Çok onurlu bir insandı. Para ile okutmaya karşı
idi. Kendi yapmadığı gibi başkasının da yapmasını istemezdi.
Evliliği ve Çocukları
Hafız Halil Okur, Çamlıdereye geldikten sonra Hacı Emin kızı Naciye Hanımla
evlendi. Bu evlilikten Sabiha, Muazzez ve Aliye isimli üç kızı oldu. Müftü
kızı dul Fatma Hanımla ikinci bir evlilik yaptı ise de bu hanımdan çocuğu ol-
HAFIZ HALİL OKUR
madı. Halen kızı Aliye Hanım Mehmet Mandalın eşi olarak hayattadır. Diğer kızları
vefat etmişlerdir.
Hafız Halil Okurun Yeğeni Ali TAŞKAN
Damadı Mehmet Mandalın anlattığına göre, Hafız Halil Okurun Ali Taşkan
isimli hafız bir yeğeni varmış. Ali Taşkanın sesi çok gür ve güzelmiş. Okuduğu
ezanla ve Kuranla gönülleri ürpertirmiş. Bir ara Ankara Bağlumda köy
bütçesinden imam-hatiplik yapmış. Sesi çok güzel ve yüksekmiş. Okuduğu ezan
Keçiören sırtlarından duyulurmuş. Hafız Ali Taşkan ara sıra Ankaraya da gelirmiş.
Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki, Ali Taşkanın Kuran okumasını
çok severmiş. Bu nedenle cami görevlilerine emir verir, Çamlıdereli hafız
gelirse haberim olsun dermiş. Ali Taşkan verem hastalığına yakalanmış,
1936 yılında 36 yaşında iken vefat etmiş. Yüce Allah ondan rahmetini esirgemesin.
Hafız Halil Okurun Vefatı ve Defni
Hafız Halil Okur, 5 Temmuz 1955 günü Yüce Allahın rahmetine kavuştu.
Çamlıdere ve çevre halkının geniş katılımı ile cenaze namazı Merkez Camiinde
kılındı ve Çamlıdere Mezarlığına defnedildi. Kabri Kuran nuruyla aydınlansın.
Hafız Halil Okurun Kızı ve Emekli İmam-Hatip Mehmet Mandalın
Eşi Aliye Mandalın Babası İle İlgili Hatıraları:
- Babam Hafız Halil Okurun annesi vefat edince ve 4 kardeşi ile yetim
kalmış. Küçük yaşta İstanbula gitmiş. İstanbulda Fatih Camiinde kalmış.
Fatih Camiinde Hafız Hasan Akkuş Hoca ile beraber Filibeli Arap
Hocadan ders almış ve Fatih Camiinde müezzin olmuş. Çamlıdereli
hemşehrileri babamı Çamlıdereye getirmişler. Amcasının kızı Naciye Hanım
ile evlilik yapmış ve bu evlilikten 3 kızı oldu. 3 kızdan ikisi yetmiş beş
yaşlarına kadar yaşadılar ve vefat ettiler. Babam cumhuriyetin ilk yıllarında
bir süre Meclis Umumi Azası olarak görev yapmış. Kızılcahamam merkezi
Pazar nahiyesinden, bugünkü merkeze taşınınca babam bir süre de
Kızılcahamam Belediye Başkanlığı yapmış. Çamlıdereliler babamın Kızılcahamamda
Belediye Başkanlığı yapmasını istemiyorlardı ve Onu Çamlıdere
Belediye Başkanı olarak görmek istiyorlardı. Bu istek üzerine Çamlıdere
Belediye Başkanlığı ve Merkez Camii İmamlığı yapmaya başladı.
Babam Halil Okur, Kızılcahamam Belediye Başkanlığından ayrılıp, Çamlıdere
Belediye Başkanlığına dönerken Seyh Ali Es-Semerkandinin bir
manevi yönlendirmesine de muhatap oluyor. Bunun üzerine babam İstanbuldan
ve Ankaradan ilişkisini tamamen kesiyor ve Çamlıdereye yerle-
20. YÜZYILDA KIZILCAHAMAM - ÇAMLIDEREDE YETİŞEN ÜNLÜ HAFIZLAR
şiyor. Çamlıdereye yerleştiği gece tekrar Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerini
rüyasında görüyor ve kendisine seni tebrik ederim, sen burada kal,
senin mezarın benim yanımda olacak, gel sana yerini göstereyim diyor.
Babama rüyasında mezarın kazılacağı yeri göstermiş, biz o zamanlar küçüktük
bize ileriki zamanlarda, yaşımız biraz daha ilerlediğinde, mezarının
yerini Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin gösterdiği yeri göstererek,
benim mezarımın yeri burası olacak, buradaki ağacı çıkaracaksınız diyerek,
bu günkü yeri göstermişti, Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.
Babam âlim bir insandı. Babamın hayatı ilim, yetim büyütme ve hayır işleri
ile geçti. Belediye Başkanı olduğu zamanlarda imkanlar kıttı. İş yapılacağı
zaman babam kendi giderdi; yol yapılacaksa gider yol çalışmasına
katılır, su gelecekse gider suyu getirirdi. Babamın küçük bir heybesi vardı,
o heybede küçük bir cezve, fincan ve seccadesi vardı, onları koyar iş yapılacak
yere gider, çalışır namazını kılar, akşam eve dönerdi. Allah rahmet
eylesin. Belediyeye su deposu için yer kazacakları zaman işçiler arasında
Bekir Hoca diye bir işçiye para vermeyi unutmuş mu yoksa Belediyeden
para mı çıkmamış bilmiyorum, yüreği sızlamış ve o gece rüyasında
yine Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerini görüyor. Kendisine derhal o garibanın
parasını öde dediğini anneme anlatmıştı. O gün sabah erkenden
Belediyeye gitmiş ve Bekir Hocaya parasını hemen vermiş. Babam o zamanlarda
böyle çalışırdı, insanlarla böyle geçinirdi. Babam Hafız Halil
Okurun Çamlıderede iyi hizmetleri oldu ve gözü dünya malında değildi.
Bir süre Çamlıdere Müftülüğü yapan, halen Gerede İlçe Müftüsü, Çamlıderenin
Ahatlar Köyünden Kemal Cengiz, Hafız Halil Okur hakkında şu bilgileri
veriyor;
- Hafız Halil Okur, uzun süre Çamlıdere Belediye Başkanlığı yapmış. Ben,
kendisi hakkında daha çok Çamlıdere halkından ve babam Yaşar Cengizden
duyduklarımla bilgi sahibi oldum.
Babam, yörede tanınan bir inşaat ustası idi. Hafız Halil Okur, belediyede
inşaat işi olduğu zaman rahmetli babamı çağırır ve belediyenin inşaat işlerini
ona yaptırırmış.
Hafız Halil Okur, sabah ezanı ile kalkar, sabah ezanından sonra akşama
kadar çeşitli ortamlarda halkla görüşür, ilçenin çeşitli işlerini halkla,
özellikle ilçe esnafı ile ve ileri gelenlerle danışarak yürütürmüş.
Hafız Halil Okur, bazı işleri için İstanbula gidecekmiş. İlçe esnafından
bazıları da İstanbula gideceklermiş. Birlikte gidelim demişler. Hafız
Halil Okur, onlara demiş ki; İstanbula kadar tüm yol harcamaları, gidiş-
dönüş bana ait, İstanbulda size ait. Bu şartlarımı kabul ederseniz
birlikte gidelim demiş. Yol arkadaşları kabul etmişler, Çamlıdereden yo-
HAFIZ HALİL OKUR
hla çıkmışlar. Geredeye varmışlar. Geredede gecelemek gerekmiş. Geredeliler,
Hafız Halil Okuru tanıyorlar. Okur Hoca, camide bir Kuranı
Kerim okumuş, cemaatin adeta kulaklarının pası silinmiş. Camiden çıkmışlar.
Geredeliler namazdan sonra Halil Hocanın etrafını çevirmişler.
Hoşgeldin faslından sonra, Gerede halkından biri Hocam, bu gece bize
buyurun, misafirim olun. Bir başkası, Hocam, bize buyurun, misafirim
olun demeye başlayınca; Halil Okur Hoca, evlerine buyur eden Geredelilere
benim yol arkadaşlarım da var, onlar ne olacak? diye sormuş.
Geredeliler aman hocam, onlar da misafirimiz olur, siz merak etmeyin
demişler. Halil Hoca, bir evde, yol arkadaşları da başka evlerde
misafir olmuşlar. Ertesi gün yola devam etmişler. Aynı olay İstanbul yolu
üzerindeki, Bolu, Düzce, Adapazarı ve İzmitte de devam etmiş. İstanbula
gidiş-dönüş süresince hep birlikte hiç yol harcaması yapmadan gidip-gelmişler.
Her uğradıkları köy, kasaba ve şehirde halk onları misafir etmek
için adeta yarışmışlar.
Hafız Halil Okur, resmi görevleri dışında Çamlıderede yıllarca Merkez
Camii İmam-Hatipliği yapmış. Sayısız Kuranı Kerim hafızı da yetiştirmiştir.
Onun Kuranı Kerime verdiği emeklerle Çamlıdere ve çevresinde
Kuranın ışığı hiç eksilmemiş. O, Çamlıderenin hem dünya, hem de
dünya ötesi liderliğini yıllarca başarı ile yürütmüş bir halk kahramanıdır
desek yeridir.
20. YÜZYILDA KIZILCAHAMAM - ÇAMLIDEREDE YETİŞEN ÜNLÜ HAFIZLAR
KAYNAK : ESYAV