Barolar yargıyı göreve cağırdı
Kahramanmaraş Barosu Başkanı İsmail Kahveci, darbe girişimi iddialarının askeri ve sivil mahkemelerce sorgulanması gerektiğini ifade ederek: " "Varsa bir darbe planı gün yüzüne çıkarılması gerekir. YÖK içinde de olabilir, asker içinde de olabilir. Bu her kim olursa olsun. Bir asker suç işlemişse onun yargılaması gerekir. Darbe planı yapılmışsa gerekli inceleme yapılmalı ve söz konusu kişi askerse askeri ceza usulüne göre, sivilse sivil usullere göre yargılanmalı. Suçlu bulunursa ceza alması lazım. Yoksa suçsuzluğunun ortaya çıkması gerekir. Bu ciddi iddiaların mutlaka dikkate alınması lazım." ifadelerini kullandı.
Geçmişte yapılan darbelerden Türk demokrasinin büyük yaralar aldığını kaydeden Kahveci, darbe söylentileri ve planlarının da demokrasiye yaralar açtığını belirtiyor. Avrupa Birliği'ne girmeye hazırlanan bir Türkiye'de bu tür planların cezasız kalmaması gerektiğine işaret eden Kahveci, aksi durumda cezasızlıktan cesaretlenen birilerinin yine darbe planlayıcılığı yapabileceğini vurguluyor. Kahveci: "Hukuk devletine ihtiyacımız var diyorlar. Hukukun üstünlüğü savunulmuyor. Üstün olanın hukuku savunuluyor." yorumunu yaptı.
Malatya Baro Başkanı Mehmet Görgeç, Türkiye'de bazı kesimlerin daha önce görev yapmış oldukları kamu kurumlarının gücüne dayanarak çok farklı işlerin içerisine girerek, açıklamalar yaptığına dikkat çekti. Başbakan Erdoğan'ın savcıları göreve çağırması kadar doğal bir şey olamayacağını kaydeden Görgeç, hukuk önünde herkesin eşit olduğunu ve yasalara aykırı davranıldığında, bu kim olursa olsun yargılanması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'de bazı kamu kurumlarında çalışan kişilerin o kurumun gücüne güvenerek ayrıcalığı varmış gibi bir izlenim oluşturduğunu ve bunu her alanda kullandığını söyleyen Görgeç, "Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri bahane edilerek, görev yaptığı kamu kurumunun gücüne güvenen kişiler pervasızca açıklamalar yaparak toplumu germeye çalışıyor.
Türkiye'nin bugün her zaman olduğundan daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Bu ülkeyi sevdiğini iddia eden ve ucuz milliyetçilik edebiyatı yapan insanlar bu tür açıklamalara ne kendilerine bir şey kazandırabilir ne de ülkeye. Bu tür darbe planları Türkiye'yi yüzyıl geriye götürür" açıklamasında bulunuyor.
Sivas Baro Başkanı Mustafa Coşkun, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğuna dikkat çekerek, medyaya yansıyan haberlerin ihbar olarak kabul edilerek olaya müdahil kişi veya kişiler hakkında yasal işlemlerin başlatılması gerektiğini vurguluyor.
Hukuk önünde hiç kimsenin ayrıcalığı olmadığını ve yasalara aykırı davrananlara gerekli işlemlerin yapılmasını isteyen Coşkun, Türkiye'de hala darbe çığırtkanlığı yapanların olmasını üzüntüyle karşıladıklarını dile getiriyor. İnsanların darbe kelimesini ağızlarına almaları değil akıllarına getirmelerinin bile sakıncalı olduğunun altını çizen Coşkun, "Sürekli söylenen şeyler alışılagelmiş bir hal alır ve artık normal günlük yaşamın bir parçası gibi görülür. Türkiye bir daha böyle bir olayı kaldıramaz. Herkes bunun farkında olması gerekir" diye konuştu.
Konya Baro Başkanı Hasan Özen, Cumhuriyet Savcılarının bu konularda görevli olduklarını hatırlatarak, bu iddiaların doğru olup olmadığının mahkemelerin yapacakları tahkikatla ortaya çıkacağını anımsattı. Zaman zaman darbe söylentilerinin ortaya atıldığını hatırlatan Özen, "Tam demokrasi hepimizin isteğidir. Kurumlar olarak vatandaşlar olarak tavrımızı her zaman demokrasiden yana koymak mecburiyetindeyiz. İddiaların doğruluğunu Cumhuriyet Savcıları ve yargı ortaya çıkarabilir." değerlendirmesinde bulundu.