Kendini İşine Verirsen!

Kızılcahamam (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.08.2014 - 21:05, Güncelleme: 26.08.2014 - 21:05 3053+ kez okundu.
 

Kendini İşine Verirsen!

Bir zamanlar ailesinden büyük bir miras kalmış olan zengin bir genç vardı. Serveti sayesinde çalışmak zorunda kalmadan dilediği gibi yaşayan bu genç birçok zaman doğru yoldan sapıyordu. Etrafındakiler ona

Bir zamanlar ailesinden büyük bir miras kalmış olan zengin bir genç vardı. Serveti sayesinde çalışmak zorunda kalmadan dilediği gibi yaşayan bu genç birçok zaman doğru yoldan sapıyordu. Etrafındakiler ona: - Bu yol, yol değil. Artık bu aylaklığı, serseriliği bırak. Doğru yola gir, diyorlardı. Genç de onların haklı olduğunu kabul ediyordu ama yine nefsine uyuyordu. Sonunda genç adamın aklına bir çare geldi. Memleketin bilge hükümdarına gitti ve derdini anlattı. - Bir daha serseri hayata dönmemem için bana bir yol gösterin, dedi. Hükümdar, emrindekilere “ağzına kadar dolu bir küp zeytinyağı getirmelerini” emretti. Ardından da genç adama bu küpü verip, - Bu küp al, şehrin işlek caddesinden geçirip, diğer ucundaki köşküme götür, dedi. Ancak genç adam kapıdan çıkmadan ardından seslendi. - İki adamım da seni takip edecek. Sakın yere bir damla bile zeytinyağı dökme! Eğer bu vazifede en ufak bir hata yaparsan kellen gider! Genç adam bu işten bir şey anlamamıştı ama mecburen söyleneni yaptı. Kendisini hükümdarın iki adamının eli silahlı bir şekilde takip ettiğini görünce bütün dikkatini işine verdi. Bu sırada kendisini meyhaneye, eğlenceye çağıran arkadaşlarını duymadı bile. Gözü etrafta dolaşıp kötü yola davet edenlere de takılmadı. Çünkü genç adam gözünü zeytinyağı küpünden ayırmıyordu. Sonunda bir damla bile damlatmadan bahsedilen köşke ulaştı. Gittiğinde hükümdarı kendisini beklerken buldu. Hükümdar genç adama sordu: - Söyle bakalım, şehrin ana caddesinden geçerken ne gördün, ne duydun? Genç adam: - Hiçbir şey görmedim ve duymadım, dedi. Can korkusuyla vazifemi yerine getirmekten başka bir şey düşünmüyordum. Gözümü küpten ayırmadım ki etrafımı göreyim... Hükümdar: - Benim iki adamım seni görüyor diye böyle kendini vazifene verdiğin zaman gözün başka bir şey görmedi. Öyleyse omuzlarındaki iki meleğin seni gördüğünü düşün ve kulluk vazifeni de öyle dikkatle yerine getir. O zaman gözün ve kulağın kötülüğe çağıranları görmez ve işitmez, doğru yoldan da sapmazsın.
Bir zamanlar ailesinden büyük bir miras kalmış olan zengin bir genç vardı. Serveti sayesinde çalışmak zorunda kalmadan dilediği gibi yaşayan bu genç birçok zaman doğru yoldan sapıyordu. Etrafındakiler ona

Bir zamanlar ailesinden büyük bir miras kalmış olan zengin bir genç vardı. Serveti sayesinde çalışmak zorunda kalmadan dilediği gibi yaşayan bu genç birçok zaman doğru yoldan sapıyordu. Etrafındakiler ona:

- Bu yol, yol değil. Artık bu aylaklığı, serseriliği bırak. Doğru yola gir, diyorlardı. Genç de onların haklı olduğunu kabul ediyordu ama yine nefsine uyuyordu.

Sonunda genç adamın aklına bir çare geldi. Memleketin bilge hükümdarına gitti ve derdini anlattı.

- Bir daha serseri hayata dönmemem için bana bir yol gösterin, dedi.

Hükümdar, emrindekilere “ağzına kadar dolu bir küp zeytinyağı getirmelerini” emretti. Ardından da genç adama bu küpü verip,

- Bu küp al, şehrin işlek caddesinden geçirip, diğer ucundaki köşküme götür, dedi. Ancak genç adam kapıdan çıkmadan ardından seslendi.

- İki adamım da seni takip edecek. Sakın yere bir damla bile zeytinyağı dökme! Eğer bu vazifede en ufak bir hata yaparsan kellen gider!

Genç adam bu işten bir şey anlamamıştı ama mecburen söyleneni yaptı. Kendisini hükümdarın iki adamının eli silahlı bir şekilde takip ettiğini görünce bütün dikkatini işine verdi.

Bu sırada kendisini meyhaneye, eğlenceye çağıran arkadaşlarını duymadı bile. Gözü etrafta dolaşıp kötü yola davet edenlere de takılmadı. Çünkü genç adam gözünü zeytinyağı küpünden ayırmıyordu.

Sonunda bir damla bile damlatmadan bahsedilen köşke ulaştı. Gittiğinde hükümdarı kendisini beklerken buldu.

Hükümdar genç adama sordu:

- Söyle bakalım, şehrin ana caddesinden geçerken ne gördün, ne duydun? Genç adam:

- Hiçbir şey görmedim ve duymadım, dedi. Can korkusuyla vazifemi yerine getirmekten başka bir şey düşünmüyordum. Gözümü küpten ayırmadım ki etrafımı göreyim...

Hükümdar:

- Benim iki adamım seni görüyor diye böyle kendini vazifene verdiğin zaman gözün başka bir şey görmedi. Öyleyse omuzlarındaki iki meleğin seni gördüğünü düşün ve kulluk vazifeni de öyle dikkatle yerine getir. O zaman gözün ve kulağın kötülüğe çağıranları görmez ve işitmez, doğru yoldan da sapmazsın.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kizilcahamamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakır escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort adıyaman escort afyon escort> ağrı escort aydın escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elazığ escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ısparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort
rulet sitelericasino sitelerikaçak iddaacanlı casino